Rahmetli Mahir Kaynak’ın, “Kime yarıyorsa, olayın faili odur” cümlesi, Ankara’daki rezil provokasyondan sonra yine çıktı karşımıza.
Bir kesim, “AKP’ye yarıyor. Seçimleri erteletmek ve sıkı düzenini pekiştirmek için bu katliam bulunmaz fırsat. 400 milletvekili alamayınca savaş başlattılar” düşüncesinde...
Bir diğer kesim, “HDP’ye yarıyor. Diyarbakır’daki patlamadan sonra oylarını artırdı. Ankara’daki patlamayı da yerlerde sürünen prestijini kurtarmak için kullanacak ve ‘Sarayın gladyosu’ edebiyatına gerekçe yapacak” düşüncesinde...
Hangi yaklaşım vicdanınızı teskin eder?
Ben bu iki yaklaşımdan hangisini benimsiyorum?
Bunun bir önemi yok.
Hangi yaklaşımı benimserseniz benimseyin, “durum” değişmiyor.
Durum şudur:
Bu ülkede, “sistematik terör” uygulayan yapılar belli.
PKK nedir, DHKP-C nedir, DAİŞ nedir, MLKP nedir? Hepsi belli...
Terörden nemalananlar belli.
Şiddeti, “sonuç alıcı” bir yöntem, bir “siyaset aracı” olarak kullananlar belli.
Terör örgütleriyle organik ilişki içinde olanlar belli.
Teröre meşruiyet üretenler belli.
Terör örgütleriyle “paralel ittifaklar” kuranlar belli.
Devletin terörle mücadelesini zaafa uğratmak için sahte KCK operasyonları düzenleyip “jandarma muhbirlerini” ve MİT mensuplarını ele verenler edenler
Plaka tanıma sistemini kapatıp, teröre lojistik imkân yaratan odaklar belli.