Önce isimlerini verelim: Ahmet Dindar, Ahmet İnsel, Ahmet Ümit, Aydın Engin, Ayşe Erzan, Ayşegül Devecioğlu, Baskın Oran, Celal Korkut, Cengiz Aktar, Dilek Gökçin, Ercan İpekçi, Ergin Cinmen, Ferhat Kentel, Ferhat Tunç, Fikret Başkaya, Gaye Boralıoğlu, Gülseren Onanç, Gencay Gürsoy, Gürhan Ertür, Halim Bulutoğlu, Hasan Cemal, İbrahim Betil, İbrahim Sediyani, İslam Özkan, Kuban Kural, Mahmut Konuk, Nazar Büyüm, Necmiye Alpay, Nesrin Nas, Neşe Yaşın, Nurcan Baysal, Orhan Alkaya, Oya Baydar, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Ömer Laçiner, Perihan Mağden, Reha Ruhavioğlu, Selma Köroğlu, Şahin Alpay, Şanar Yurdatapan, Umur Çoşkun, Ümit Kıvanç, Yalçın Ergündoğan, Yasin Altıntaş, Zeynep Tanbay. Bunlar, memleketimizin aydınları. Gazete öyle diyor. Olabilir... Kimsenin bu arkadaşların aydın niteliğine bir itirazı yok. Muhtemeldir ki, hepsi de “aydınlanmış” bireyler... Bazılarının ismini ilk kez duyuyorum. Aralarında, tanıdıklarım da var. Ayrıca, hangi marifetleriyle “aydın” kimliğini kazandığını bilmediğim kişiler de var. En aydınlanmışlarını sıklıkla bu köşede konuk ediyorum.