Özal’lı yıllarda “darbe” ihtimalini konuşmak ayıplanırdı. Bunda, Özal’ın sağladığı görece özgürlükler ortamının da payı vardı elbette.
Bir anket hatırlıyorum.
Nokta dergisi ya da muadili bir dergi düzenlemişti.
Dönemin önde gelen aydınlarına ve kanaat önderlerine soruluyor: “Darbe olursa, ne yaparsınız?”
Hemen herkes karşı çıkacağını söylüyordu.
Karşı çıkmak ne?
Mücadele ederlermiş...
Mesela Hasan Cemal, “Dağa çıkarım. Darbeye karşı elimden gelen mücadeleyi veririm...” diyordu. (12 Eylül dahil, bütün darbeleri ve muhtıraları desteklemiş, hatta bazı darbelerin içinde nefer olarak yer almış Hasan Cemal söylüyordu bunu.)
Murat Belge, “Karşı çıkarım” diyordu. (Biri, “yeraltına inerim” gibilerden daha yaratıcı bir karşılık vermişti. Murat Belge olabilir miydi bu zat? Haksızlık olmasın. Daha doğrusu, emin değilim. Murat Belge’yse de, şaşırmam. Tıynetine uygundur.)
İsmini şu an çıkaramayacağım reklâmcı bir zat, “Darbeye direnen bir yapım olduğu için, hiç tereddütsüz karşı çıkar, darbecilerle mücadele yolunu seçerim” diyordu.