CHP’nin, “kışkırtıcılığı” şiar edinmiş genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fransa’da olduğu gibi, işçileri (barışçıl eylem için) sokağa çağırıyor...
Sokağa çıkmayan işçiye “işçi” demezmiş...
Sokak eylemlerini örgütlemeyen sendikaya da “sendika” demezmiş.
İnsanın, “Sen niçin sokağa çıkmıyorsun?” diyesi geliyor.
Çık...
Fetullahçılar için 450 kilometre yol teptin, dört tırnağını kaybettin.
Bir defa de işçiler için çık.
Bir zavallı televizyoncu da, geçenlerde, “Hadi, ne duruyorsunuz? Barışçıl eylem için sokağa çıkın, doğalgaz zamlarını protesto edin...” diye gaz veriyordu.
Bu zavallı, önce bize, bugüne kadar “sokağa çıkarılan” kalabalıkların hangi barışçıl eylemi sergilediklerini anlatsın.
Sonra da, sağlam bir gerekçe sunsun...
Son barışçıl eylemde (HDP’li Selahattin Demirtaş’ın “sokağa çıkın” çağrısı üzerine ayaklanmışlardı), 53 Kürt yurttaşımız katledilmişti.
Bir önceki “barışçıl eylem”de yine onlarca yurttaşımız katledilmiş, kamu araçları tahrip edilmiş, mağazalar yağmalanmış, bankamatikler parçalanmıştı.
Bu defa nasıl bir tahribat bekleniyor?
Kaç ölü gerekiyor iktidarları için?
Hayır, sadece “barışçıl eylem” ve “doğalgaz zamlarını protesto” için sokak çağrısı yapıyorlarmış.
Benim bildiğim doğalgaza zam yapılmadı.
Hatta indirim yapıldı.
İşçiler indirimleri mi protesto edecek? Yoksa dövizdeki anormal dalgalanmayı fırsat bilip ürünlerine zam yapan bazı üretici ve aracı firmalara mı haddini bildirecek?
Ne olacak?