Bu kanal, Aydın Doğan’ın kanalı CNN Türk...
İddialı konuştuğumun farkındayım...
İddialı ve aynı zamanda ağır itham içeren bir söz bu... Aydın Doğan mahkemeye koşup, “Yasa çerçevesinde yayın yapan kanalımız terörün kanalı olarak itham ediliyor, iddia sahibinin cezalandırılmasını istiyorum” dese yeridir.
Bunu alışkanlık haline getirdi zaten.
Eskiden, “İspatlayın, kendimi Taksim’de asayım” derdi. Ama asmazdı. Şimdi mahkemeye koşuyor. Kendisiyle, yayın organlarıyla ilgili itham ve iddialar karşısında, bir tür “susturma yöntemi” olarak yargıyı kullanıyor. Şu ana kadar, gazetemiz ve yazarları hakkında, 100’ü aşkın dava açtı... Yenilerinin yolda olduğunu istihbar ediyoruz.
Bu beyefendinin çalışanları, sık sık, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tutumundan şekvacı olur: Efendim, gazeteci soru sorarmış, eleştiri hakkını kullanırmış, gerçeğin ortaya çıkması için yayın faaliyetinde bulunurmuş, hemen mahkemeye koşmak mı gerekirmiş!
Biz de aynı itirazları şimdi beyefendiye yöneltiyoruz:
Hemen mahkemeye koşmak mı gerekir?
Gazeteci soru sorar...
İşte soruyoruz:
Bavul içinde gelen 2 milyon dolar neyin nesiydi? POAŞ’ı nasıl aldınız? Hangi krediyle ve hangi şartlarla? Dışbank’ı nasıl elde ettiniz? Sonra niçin elden çıkardınız? Hakkınızdaki yargı kararları için ne diyorsunuz? Yargıtay, sahip olduğunuz medya organlarını baskı aracı olarak kullandığınıza ilişkin bir karar vermişti. Bu “karar”la teyit edilmiş cürümünüzü Doğan Yayın İlkeleri’yle nasıl telif ediyorsunuz?