Haklarında soruşturma açılınca, sağda solda, “Bize teşekkür edeceklerine...” diye laf çevirmeye başladılar.
Teşekkür etmeliymişiz, çünkü Hürriyet’in “Karargâh rahatsız” haberi olmasaymış, bir cunta yapılanmasından haberdar olamayacakmışız.
Bir parça doğru...
Haber, bir “rahatsızlığı” duyuruyor. Dolayısıyla, bir cunta yapılanmasını...
İddiaya göre, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın kimi tutumları, ordu içinde (ve dışında) hoşnutsuzluğa yol açmış...
Hürriyet gazetesi temsilcisi de, görünür ya da görünmez mecralarda dile getirilen eleştirileri başlıklar halinde derleyerek, Genelkurmay Başkanlığı’ndan bir yetkiliye gidiyor. O yetkili de, bu eleştirilerin dile getirilmesinin/dile getiriliş biçiminin karargâhta rahatsızlık oluşturduğunu söylüyor.
Haber bu.
Bu habere soruşturma açmak, iddia sahiplerine (yani Hürriyet gazetesi yetkililerine) haksızlık mıdır?
Bilakis, soruşturma açmamak haksızlıktır.
Hem Genelkurmay Başkanlığı’na, hem halka, hem halkın seçtiklerine, hem de “15 Temmuz gecesi aradım çocukları... Dedim ki... Ne olursa olsun, demokrasinin yanında duracaksınız...” diye masallar anlatan adama haksızlık...
Nitekim ilgili Cumhuriyet savcısı, suç duyurusu üzerine, haberde işaret edilen “cunta yapılanması”nı ortaya çıkarmak amacıyla bir soruşturma başlattı.
Bu çerçevede, haberde imzası olan Hande Fırat’la, “askeri kaynaklar” olarak kodlanan Genelkurmay İletişim Dairesi Başkanlığı’nın tanıklığına başvuracak, gerekirse gazetenin patronunu ifadeye çağıracaktır.