Pensilvanya’nın “Hizmete zarar gelmesin diye gerektiğinde intiharı bile düşünebilirsiniz” fetvasına kaç kişi uyar bilmiyorum ama bedeli daha hafif olan ruhsatlara (mesela “yalan ruhsatına”) çok sayıda “müşteri” çıkacağını şimdiden söyleyebilirim.
Motto şu: “Hizmet için yalan söyleyebilirsiniz. Günaha girmezsiniz.”
Hizmet lafın gelişi elbette... Düpedüz “terör örgütü...” İsmi de FETÖ.
Hayır, FETÖ diye bir şey yokmuş. Bu, “hizmet”i karalamak isteyen Erdoğan’ın bir uydurmasıymış.
Haşhaşiler böyle diyor.
Hâlâ (ve utanmadan) hiçbir şey olmamış gibi “hizmet” lafını dolaşımda tutuyorlar ve bir de “Gönül erlerine iftira atıyorsunuz” diyerek üste çıkmaya çalışıyorlar.
Biri çok bozulmuş mesela...
Şu an Amerika’da firari bulunuyor...
Dönemin hava kuvveleri mensuplarından Bilgin Balanlı’ya iftira atan ve tutuklanmasını sağlayan kişi...
Diyor ki, “Falanca gazeteciye hakkımı helal etmeyeceğim. 15 Temmuz’u hizmete yamamaya çalışıyor.”
Kime yamayacaktık?
15 Temmuz girişimi, “hizmet” dediğiniz ve biricik mesaisi iftira atmak, masum insanlara kumpas kurmak, yatak odalarına kamera sokmak, haraç toplamak olan vahşi örgütünüzün (ve eli kanlı gönül erlerinizin) eseri değilse, kimin eseriydi?