İstihbarat işlerine meraklı olanlar bilecektir; terör örgütleri, kendi başlarına ve “yalıtılmış”yapılar değildir...
Önce, bir iklime ihtiyaç duyarlar.
Sonra, kendilerini sevk ve idare edecek bir güce...
Haddizatında terör örgütleri varlıklarını büyük ölçüde kendilerini sevk ve idare eden gücün (yani terörü siyasi enstrüman olarak kullanan devletlerin yahut küresel çıkar gruplarının) arkalamasına borçludurlar.
REİNAsaldırısını kim yaptı?
Ne fark eder?
Ha DEAŞ, ha PKK...
Hangi örgüt yapmış olursa olsun, terörle murat edilen sonuç değişmiyor.
Ülkemiz, nicedir, sistematik terörün hedefinde...
Başta PKK olmak üzere, DEAŞ’ı, FETÖ’sü, MLKP’si, DHKP-C’si, PYD’si TAK’ı sırayla sahne alıyor.
Konuşmamız gereken asıl konu, bu örgütlerin arkasındaki güç... Hangi devlet, hangi konsorsiyum, hangi çıkar grupları ve bizden ne istiyorlar?
Daha önce de yazmıştım:
Terör, evet, “terörist” olarak adlandırılan kişilerin başvurduğu bir “kendini ifade etme yöntemi”, bir siyasal mesaj aracıdır ve çoğu zaman öldürmeyi, korkutmayı, yıldırmayı hedeflemektedir ama sadece bu değildir.
Terör, aynı zamanda bir alışveriştir.