Bir zamanlar Yeni Şafak’ta “Mehmet E. Yavuz” imzasıyla yazan arkadaş anlatmıştı: “Ne zaman Yekta Güngör Özden'le ilgili bir yazı yazsam, aynı daktilodan çıkmış tuhaf mektuplar gelir...”
“Tuhaf” sözcüğünü o zamanlar biraz abartılı bulmuştum.
Çünkü olayı neredeyse “polisiye” bir hava katarak anlatmış, söz konusu mektupların tek merkezden, muhtemelen Yekta Bey'i seven ve gözeten biri ya da birileri tarafından gönderildiğini söylemişti.
Ben de arkadaşın kuruntusunu Forsyth, Le Carre, Clancy düşkünlüğüne verip, gülüp geçmiştim.
İnanmadığımı görünce, ertesi gün elinde dört adet mektup, çıkıp geldi.