Ahmet Kekeç Star Gazetesi

Yeni FETÖ darbesinin Başbakan adayı kim?

Önce “15 Temmuz’un Başbakanı kim olacaktı?” sorusunun cevabını arayalım.  İki yıl kadar önce CHP’den istifa eden Emine Ülker Tarhan bence bu sorunun cevabını...

06 Ekim 2016 | 2.694 okunma

Önce “15 Temmuz’un Başbakanı kim olacaktı?” sorusunun cevabını arayalım. 

İki yıl kadar önce CHP’den istifa eden Emine Ülker Tarhan bence bu sorunun cevabını vermişti: 

“Bir süredir CHP ve cemaat ittifak halinde. Kılıçdaroğlu elinde bir takım tapelerle iki seçim geçirdi. Bunlar yasal dinlemeler de değil. İnternete düşmüş illegal kayıtları sürekli okuyor.” 

Emine Ülker Tarhan bu açıklamayı yaptığında, hepi topu iki seçim dönemini geride bırakmıştık. Sonrasında, iki seçim daha yaşadık. Kılıçdaroğlu bu iki seçim dönemini de “sürekli okumalar”la geçirdi. Sadece tape okudu. Yeni ve orijinal bir şey söylemedi.

Bu “sürekliğin” karşımıza çıkardığı ittifakı konuşmamız gerekiyor.

Kılıçdaroğlu, CHP’de bir “yan unsur” iken, Doğan Medya Grubu’nun da gayretleriyle, bir anda parlatılmış; “Dosyacı Kemal”den, “Gandi Kemal”e, birtakım taltif ifadeleriyle vitrine çıkarılmıştı.

Ona “Dosyacı Kemal” unvanını kazandıran “dosyalar”a da bakmamız gerekiyor.

Bu dosyaları kim ya da kimler ulaştırdı?

17/25 Aralık’ın sahte dosyalarıyla, Kılıçdaroğlu’nun elindeki dosyalar niçin benzer özellikler gösteriyor?

Kılıçdaroğlu’nun elindeki bir dosyaya göre, o sırada AK Parti’de milletvekilliği yapan bir siyasetçi, sahip olduğu nakliye araçlarıyla uyuşturucu taşıyordu.

İddia fos çıktı. Kılıçdaroğlu attığı iftirayla kaldı.

Ama durmadı.

Bir dosya da, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek için patlattı.

İkili, bir canlı yayında karşı karşıya geldiler.

Bütün becerisi program boyunca sırıtıp durmaktan ibaret olan ve hiçbir iddiasını kanıtlayamayan Kılıçdaroğlu, onca mesnetsiz cümlesine rağmen Doğan Medya Grubu tarafından “tartışmanın galibi” ilan edildi. “Parlatma süreci” de böyle başladı: 

Bu iş Deniz Baykal’la olmuyordu, CHP’nin başına dosya siyaseti yaparak rakiplerinin tozunu attıran Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir “dürüstlük abidesi” getirilmeliydi. 

Üstelik, Kılıçdaroğlu yabancı sayılmazdı. Bir dönem Cem Boyner’in “Yeni Demokrasi Hareketi”ne göz kırpmıştı. Soros’un vakıflarında üyeydi. Mebzul miktar liberal dosta sahipti. Her bakımdan mutemetti.

Kaset skandalı, işte bu “hazırlanmış altyapı”nın üzerine patladı yahut patlatıldı.

Deniz Baykal istifa etti.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Siz CHP'liler hep böyle misiniz? 27 Ekim 2020 | 2.321 Okunma Enver Altaylı, Fetullah'ın asker arkadaşıydı 26 Ekim 2020 | 5.099 Okunma Boşboğazlığın işe yaradığı anlar 16 Ekim 2020 | 2.169 Okunma Bahçeli neden Bişkek uyarısı yaptı? 14 Ekim 2020 | 1.224 Okunma Siyasi ahlak ve Kılıçdaroğlu 13 Ekim 2020 | 3.675 Okunma