Geçenlerde bir gazeteci için yazmıştım ama asıl “milli güvenlik sorunu” Kemal Bey’in kendisi...
Bir vakitler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saydırıyordu, “Niçin gazetecileri mahkemeye veriyorsun, niçin özgürce yazmalarına izin vermiyorsun?” diye.
Bir yazım nedeniyle iki ayrı dava açtı.
Dilinden “demokrasi” ve “hoşgörü”yü düşürmeyen Kılıçdaroğlu, son derece hoşgörüsüz bir adam.
Aynı zamanda kaba...
Hemen aklınıza “Angus sığırı”, “Ananı a... a...”, “Silkeleyin belki ağaçtan Recep düşer, “hırsızlar”, “sahtekârlar” gibi vecizeleri geliyor ama “altın vuruşu” geçen yıl yapmıştı.
Bir hanımefendi Bakan hakkında, “önüne yatmadınız mı?” biçiminde son derece kaba, son derece çirkin, son derece saygısız bir ifade kullanmıştı...
Tabii tepkiyle karşılanmıştı: “Niye ağzını bozuyorsun? Ayıp değil mi? Yakışıyor mu koskoca CHP genel başkanına?”
Medeni bir insan, ettiği küfür yüzüne vurulduğunda utanır, kastını aştığını filan söyler, özür diler.
Kemal Bey özür dilemedi... “Ne önüne yatması... Altına yattınız, altına...” diyerek, bütün insani ve medeni ölçülerin dışına çıktı. Bir diğer ifadeyle, daha da terbiyesizleşti...
Geçenlerde yine ağzını bozdu.
Sadece “ağzını bozdu” ifadesiyle geçiştirilecek bir konuşma olsaydı, üzerinde durmayacaktım.
Referandumda “evet” oyu kullanacaklara peşinen “hain” dedi.