Kemal Kılıçdaroğlu “yüzyılın projesi”ni
açıkladı...
Bana göre, yüzyılın projesi kendisidir. Kaset marifetiyle kurulduğu
genel başkanlık koltuğunda “böylesi gelmedi,
gelmeyecek”dedirten muhteşem bir performans sergiledi.
Adeta “siyasetçi nasıl
olunmaz?” sorusunun cevabı gibiydi. Kötüydü.
Başarısızdı. İlkesizdi. Hayranlıkla ve çoğu zaman bayılarak
izledik. Ama madem “proje açıklama” cihetine gitti ve haklarındaki
yargıyı değiştirmek için elini taşın altına koydu.
Bakalım...
Bakalım Kemal Kılıçdaroğlu bu projesiyle Türkiye’yi nasıl uçuracak?
Fakat bir sorun var...
Bakabilmemiz için, önce bu projenin ne olduğunu, Türkiye’ye ne gibi ekonomik yararlar getireceğini anlamamız gerekiyor.
Ben baktım, daha doğrusu harita üzerindeki “hareketliliği” izledim. Bir şey anlamadım.
Bu, CHP tarihindeki ikinci “ciddi proje” oluyor.
İlkini, rahmetli Bülent Ecevit açıklamıştı.
Her köye bir “kent” kuracaktı. İsmi de “Köykent” olacaktı.
Köylü, her haceti için şehre (Bülent Ecevit’çe söylersek, kente) gitmek zorunda kalmayacaktı. Her türlü lüks tüketim maddelerini köyde temin edebilecekti. Kültürel ihtiyaçlarını köyde giderebilecekti; yani her köyde sinema, tiyatro, opera salonu bulunacaktı. Sağlık sorunları köyde halledilecekti. Tam teçhizatlı hastaneler kurulacaktı. Önemli ameliyatlar bu hastanelerde yapılacaktı. Spor merkezleri açılacaktı. Canım köylüm, isterse, tenis oynayabilecekti. Hasat zamanı yorgunluğunu atmak için icabında köy-barda oturup bir tek atabilecekti.