Fatma Girik bir dönem Şişli Belediye Başkanlığı yaptı.
Memduh Ün, başkanlıktan sonra televizyonculuğa soyunan Fatma hanım
için şöyle bir şey söylemişti:
Hep emretmeye alışmış, bu alışkanlığını devam ettiriyor.
Kaç sene sonra normal hayatına döndü bilmiyorum.
Ama fark ettiğim bir şey var.
Bir ağaya 30 yıl kâhyalık yapmış bir adamı belediye başkanı
yapsanız.. attığı her adımda kâhyalığının izlerini görürsünüz.
Bütün melekeleri ağasına her an hesap vermek zorunda olan bir
adamın kalıbına oturur.
30 yıl memuriyetten sonra başkan veya bakan olanla, 30 yıl
ticaretten sonra olanın tavırları hep farklıdır.
Yokluktan gelenle varlık içinde büyüyenin farklı olduğu gibi..
Zenginliğin de fakirliğin de 40 yıl kokusu çıkmazmış dedikleri şey
bu galiba.. Memurluğun da çıkmaz.. Tüccar kökenli bir ailenin memur
çocuğunun da..
Eğitimleri aynı da olsa.. 5-6 genci yan yana dizdiğiniz zaman
hangisinin esnaf çocuğu, hangisinin memur çocuğu, hangisinin
varlıklı aileden geldiği, hangisinin yokluk içinde büyüdüğü fark
edilebilir.
Çok para, üzerinden bir nesil geçmeden insanları varlıklı
yapmıyor.
.....
Seneler önce M. Şevket Eygi'ye kısa süreli çıraklık yapmıştım. Bir
sorusu üzerine, "intibak kabiliyetim iyidir. Hızlı adapte olurum"
gibi bir şey söyledim.
"Tavuk ne kadar hararetli olursa olsun civciv 21 günde çıkar" dedi.
Bu benzetmeyle kastedileni belli bir yaşa geldikten sonra
anladım.
....
Katmanlar arası geçişlerdeki sarsıntının az olması için asgari
standardın yükselmesi lazım. Gelişmiş ülkelerde hep verilen örnek
vardır. Hamburgercide çalışanla yüksek memurun hayat standardı
mukayese edilebilir. Hamburgercinin dudaklarını uçuklatacak bir
fark görülmez. İkisinin de arabası vardır. İkisinin de bahçeli evi
vardır. İkisi de tatile gidebilir.. Ama öbürü daha iyisinde oturur,
daha iyisine binebilir, daha iyi yere gidebilir vs.
Bizde de köftecide çalışan adam diğerleri ile mukayese edilebilir
hâle gelirse geriye detaylar kalır.
GÜRÜLTÜ PATIRTI
Çözmek, olgunlaştırmak, bir sonuca bağlamak için kamuoyunun
gündemine getirilen konular yaygara, patırtı, gürültü arasında
kaybolup gidiyor.
Bir sonuca bağlanamıyor.
Kamuoyu denilen şey aslında bulanık bir ortamdır. Konular net
olarak ortaya konulamayınca sonuç da bulanık oluyor.