Çocukluğumda Fatih Camii'nde binek taşına çıkıp nutuk atan bir adam vardı. Tıpkı Hyde Parktakiler gibi. Atatürk hakkında ileri geri konuşurdu, İsrail'e atıp tutardı. Konuşması düzgündü. Meczup olarak bilirdik. Yoklama çekiyor ajan, diyenler olurdu. Milletin gazını aldığını düşünenler vardı.
Aynı yıllarda büyük amcam da her pazar Şehzadebaşı Camii'ne giderdi. "Orada bir vaiz var, çok güzel konuşuyor" derdi. Bilmem ne taş hocaymış.
Amca ne anlatıyor, diye sorardık.
Cumhurbaşkanına verip veriştiriyor, derdi. Güzellik buymuş.
Şimdiki aklım olsa amca bize ne faydası var, insanlığa ne faydası var, Müslümanlara ne faydası var, koyunlara ne faydası var diye sorardım.
Bu millet bu üsluba niye bu kadar tutkun hiç araştıran çıkmadı.
Kurtlar Vadisi filminde Amerikalı generalin başına çuval
geçirildiği için sevinen adam görmüştüm.
-Yahu bu bir film, dedim.
-Filim milim hoşuma gidiyor dedi.
Aynı yıllarda Şehzadebaşı'nda nutuk atan hocanın kasetleri sardı
ortalığı.. Cami bahçelerinde satılıyor. Sonuna kadar açılan ve
hoparlöre bağlanan vaaz kayıtları ortalığı çınlatırdı.
-Aziz Müslümanlar.. Aldığımız nefes Amerika’nın kontrolünde olsaydı
bize nefes aldırmazdı. Araya bir de kâfir sokuşturur devam ederdi.
Ne kadar şükretsek az.. Nefes alırken Amerika’ya muhtaç değiliz.
Ver gazı muhabbeti.