Ne kadar kolaymış gibi görünüyor. 18 maddelik anayasa
değişikliği ile Türkiye, neredeyse 35 yıldır konuştuğu başkanlık
sistemine hazırlanıyor.
Belli başlı itiraz noktaları bu değişiklik taslağının başkanlığa
geçiş olmadığı, denetim mekanizmalarından mahrum olduğu, kuvvetler
ayrılığının ortadan kalkacağı vs.
Kuvvetler ayrılığı denilen şey bizde zaten hiç olmadı. Teknik
olarak olması da mümkün değil. Yürütme yasamanın içinden çıkıyor,
yasamaya hâkim olan zaten yürütmenin başı oluyor. Öyle ama yine de
yargının yeri bir başkaydı diyenler var. O başkalık kuvvetler
ayrılığı sayılır mı emin değilim. Geçmişte ordu, rejimin vasisi
konumunda olduğu için bu himaye örtülü bir imtiyaza sebep oluyordu.
Cumhurbaşkanlığı da emniyet supabı sayılıyordu. Özal'dan sonra bu
denge bozuldu. Cumhurbaşkanının halkoyu ile seçilmesinden sonra
altüst oldu.
Bizdeki sistemin adı ne? "Canım tabii ki parlamenter sistem"
demekle olmuyor. Sistemin adı hep aynı kalmış ama uygulamalar
arasında uçurum olmuş. 950'ye kadar acayip garaip bir uygulama..
50-60 arasında başka bir uygulama.. 80'den sonra daha başka bir
uygulama.. 2007'den sonra başka.. Buna evrilme diyemeyiz.
....
Biz hep bu işlerin teorisi üzerinden ah vah ediyoruz. Efendim
anayasa mutabakat metnidir. Ne güzel, berhudar olun.. 924'te,
960'ta, 980'de kim, kiminle mutabık kalarak anayasa yazdı?
90 yıllık geleneğimizde mutabakat yok. Edebiyatı, sanatı, kafiyesi
var.
Bugün de yok.
Her şey göstermelik. Anayasa komisyonu toplanıyor usulen.. 90
yıldır olduğu gibi. Onların gıyabında iki kişi mutabık kalırsa
taslaktaki iki madde çıkıyor. Komisyonda şu şunu demiş, bu bunu
demiş ne önemi var?