Sakıp Ağa, "Türkiye mozaiktir.." deme gafletinde bulunmuştu.
Mozaik kelimesi de Güneydoğu için hazırlattığı raporda
geçiyordu.
Türkeş, bu rapordan söz eden birine, "Ne mozaiği ulan" demişti.
Bu saatten sonra eskiye dönüp mozaiktir değildir tartışması yapacak
hâlimiz yok.
Adını ne koyarsanız koyun.. Etnik menşei farklı farklı insanlar,
kendini farklı hisseden insanlar var.
Farklı şekilde inanan, benim inancımın adını siz koymayın, böyle
inanıyorum, böyle kabul edilmesini istiyorum, diyen Aleviler
var.
Aleviliği İslamiyet’in farklı bir yorumu sayanlar var.
İslamiyet’le ilgimiz yok.. Biz Şamanizm’in, İseviliğin,
Museviliğin.. hasılı bütün dinlerin sentezi gibi, bir inanca
sahibiz, diyenler var.
Bu konular tartışılırken söz alanlar genellikle söze şöyle
başlıyor:
Bu ülkede 25 milyon Alevi var,
Kürt konusu açılınca 35 milyon Kürt var, deniliyor.
Bizim devletin istatistik hesapları yuvarlamadır muvarlamadır ama
etnik ve dinî menşe konusunda maşallah hiç yanılmaz.
Eminim elinde çok sağlıklı rakamlar vardır.
Bunlar zaman zaman kenardan köşeden üfürülür.
Elde çok sağlıklı rakamlar olduğu hâlde neden kendini bir tarafın
sözcüsü sayanlar rakamları böyle dört kat, beş kat şişirme ihtiyacı
duyarlar.
Bu abartmanın kime ne faydası olur.
Halk arasında abartılmış etnik menşe rakamları duyulunca hep şöyle
muhabbetler yapılır:
Bu hesaba göre geriye iki milyon Türk bile kalmıyor.
...
Irak'ta herkes, ne kadar Sünni, ne kadar Şii olduğunu bilir. Yahut
ne kadar Arap, Türkmen, Kürt olduğunu bilir.
Bunu konuşmak ayıp da sayılmaz.
Bizde yuvarlanır, abartılır, öyle değil böyle diyenler ayıplanır
ama Suriye'de şu kadar Kürt, bu kadar Arap, bilmem ne kadar Nusayri
var deyip dökümünü yapmak ayıp sayılmazdı.
....