Sibirya'da doğan (1948), sonra İsrail’e göçen (1969) Musevi bir
gazetecinin 21 dilde yayın yaptığı bir site var:
www.israelshamir.net.
Oradaki ana yazılardan birinin başlığı böyle: Ey Osmanlı ne olur
geri gel.
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş. Artık böyle başlıklar
beni çok heyecanlandırmıyor, çoğu zaman şüpheyle bakıyorum.
Şüpheyle derken bu yayınlardan kime ekmek çıkar, onu anlamaya
çalışıyorum.. Anladığımı söyleyemem.
".....Yeni ve parlak Rus tarihçisi Fomenko "heretik" bir tarih
seçeneği sunar: Onun dünyasında bir büyük devlet ya da
"İmparatorluk" hep vardır ve Boğaz kıyısındaki şehir onun doğal
başkentidir.
Geçmişte böyle olsun ya da olmasın, gelecekte böyledir.
Avrasya'da hakimiyet kavgaları vermek yerine Türkler, Slavlar,
Araplar (ve küçük komşuları) güçlerini birleştirebilir,
Konstantiniye'yi (İstanbul bu ismin farklı okunuşudur) ortak
başkent ve imparatorluk hükûmeti payitahtı yapabilir.
Konstantiniye bizim Brüksel, New York ve Pekin'e cevabımız
olabilir. Yüzyıllar sürmüş hakimiyet kavgaları Avrasya'da nice
savaşlar çıkarmış iken, birlik tüm istekleri tatmin edebilir.
Ruslar da Türkleri oradan çıkarmadan İstanbul'u başkent
edinebilirler; Türkler ise Kırım ya da Taşkent'le komşu olur,
Yakutistan'ın uzak elmas madenleri ve Pravoslav Türkleri’nin
diyarları, tek bir Rus’la savaşmadan elde edilir. Orta Doğu bir kez
daha, hep ait olduğu Avrasya'ya dahil edilir; Washington'dan,
Londra'dan, Brüksel'den gelecek emirlere boyun eğmez. Çok uzak bir
yer olmaktan çıkan Türkiye Bağdat'la Kiev'den, Belgrat ve
Kahire'den, Vladivostok ve Ankara'dan gelenlerin buluşma yeri
olur.
Bir kez daha çift başlı kartalı Doğu uygarlığımızın, Ortodoks ve
Müslümanların birliğinin sembolü olarak yükseltelim, hükümdarımıza
iki unvanı, İslam halifesi ve Ortodoksların imparatoru sıfatını
verelim, küçük milliyetçilikleri geçmişe gömelim ve tarihte yepyeni
bir çağ başlatalım. Bu Doğu Milletler Topluluğu