Size masal gibi gelecek ama gerçek..
Bir Anadolu köylüsü, 952 senesinde kalkıp İstanbul'a gelmiş. Yakınlarının tavsiyesi üzerine gece bekçiliğine müracaat etmiş.
Boyu posu münasip bulunmuş, mülakata çağrılmış, kazanmış..
"Tamam" demişler; "işe alındın, diplomanı getir giriş işlemlerini yapalım."
"Benim diplomam yok ki " demiş; "ben okuma yazma bilmem."
"Bu devlet işi" demişler, "devlet diploması olmayana maaş vermez"
Bir hafta kara kara düşündükten sonra köyüne dönmektense baba mesleğinin bir benzerini yapmaya karar vermiş. Babası topraktan çanak çömlek yaparmış.. Oğlu sacdan tencere tava yaptırıp sokak sokak satmış.
....
İşler büyüyünce bir atölye açmış, biraz daha büyüyünce o devirde kuş uçmaz kervan geçmez bölge sayılan Gebze ile Kartal arasında bir bölgede 40 dönüm arazi almış.
Aynı yılın sonunda Türkiye'de fabrika kurmak isteyen büyük bir lastik firması arsasına talip olmuş. Bizimki de satmamak için o günün şartlarında çok yüksek bir fiyat istemiş.