Nokta dergisinin Nokta dergisi olduğu zamanlarda şöyle bir test
yapmışlardı:
Siyah pardesülü, elinde megafon olan bir adam Taksim'de yayaların
yoğun olduğu bir sokakta komut vermişti:
-Herkes dursun ve duvara dönsün!
Eksiksiz herkes duvara dönük vaziyette.. Bazılarının aranmaya hazır
hâlde elleri duvarda..
Sonra bir başkası duvara dönenlere tek tek sormuştu:
-Beyefendi niçin durdunuz ve duvara döndünüz?
-Dön dediler döndüm.
-Dön diyen kimdi?
-Bilmiyorum.
-Kim olabilir?
-Bilmiyorum..
-Hanımefendi niçin duvara döndünüz?
-Dön dediler döndüm.
...
Aynı ekip sonraki hafta işi daha da abartarak Taksim'de avukat
yazıhanesi bastı. Polis demeden zili çalıp herkes ayağa kalksın,
duvara dönsün dedi.. Yutkunarak itiraz eden üç beş kişi çıktı.
Aynı ekip daha sonraki hafta işlek bir sokağı yaya trafiğine
kapatıp bir ip gerip geçilmez yazdı.. Kimse geçmedi. Başında
dikilenlere hayırdır, diyen ve soran çıkmadı.
O zaman 90'lı yılların başıydı, toplumsal hafızadaki kayıtlar diyen
oldu, yaşanan travmaların izi diyen oldu. Demokrasiye bağlayan
oldu.. Oldu da oldu. Hiçbiri yaramıza merhem olmadı.
Geçti o günler cancağızım diyecekler de olabilir.