Anlatıyorlar:
Filan ilçede bir adam varmış, hazırladığı ilaç kanser hastalarına
iyi geliyormuş.
Bu yeni bir haber mi, değil.
Binlercesini duymuşsunuzdur.
Bir yakınınız gitmiştir.
Gelince söylediği de şudur:
Evinin önünde kuyruk var.. Biz sabah girdik sıraya.. Akşama
derdimizi anlatamadık. Adamın bizi dinlemeye vakti yok.
Yahut telefonlara çıkmıyor. Bizim dayı oğlu tanıyormuş da..
Oğlu benim askerimdi, öyle ulaşabildik.
Binlerce insan dağda, yaylada, köyde derdine derman arıyor.
Derdine derman arayan adam 60 yaşında.. Mantık burada işe yarasa
şöyle bir hesap yapılabilir:
Bu saatten sonra iyi olsa ne olacak.. İyi olup 20 sene daha yaşasa
ne olacak..
Demek ki hesapla olmuyor. Azıcık varlık da varsa 40'tan, 50'den,
60'tan sonraki meçhul hayat için insanlar varını yoğunu sarfetmeye
hazır.
Afrika'daki filan köyde derman varmış deseler.. Azıcık aklı yatsa
gitmeye hazır.
Yaşasa ne olacak derken, cemiyet için, ülke için, insanlık için
özel konumu olan insanlar var.. Onların bir günlük sıhhati için
seferber olunması bu hesabın dışında.
....
Dert derman işinin dışında şöyle bir tahminim var. En fazla iki
kuşak sonra sentetik ilaç devri kapanacak.
Bugün çok kimsenin alay ettiği, otu kaynat iç, çöpü yak kokla,
çiçeğini balla karıştır ye, devri başlayacak.
Bugün bu insanlar televizyona falan çıktığında uzmanlar tarafından
aşağılanıyor, şarlatanlıkla suçlanıyor, buna rağmen kapılarını
çalan sayısı azalmıyor, artıyor.
Önemli bir kısmının dolandırıcılığına rağmen artıyor.