Bugün sokağa çıkıp namuslu bir anket yapsanız.. HDP
milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldıralım mı, diye sorsanız
ankete katılanların en az yüzde 85'i evet der.
Peki şöyle denilebilir mi?
-Madem yüzde 85 evet diyor demek ki bu teşebbüsümüz doğru!
Bana göre denilemez.
Neden?
Bir ay yayınları, demeçleri ters çevirip bir kere daha sorsanız bu
sefer de yüzde 80'i hayır der.
O zaman doğru bir karar sayılabilir mi?
Sayılmaz.
Böyle doğrular halk oyu ile tayin edilmez.
982 Anayasası yüzde 82 evet oyu ile kabul edilmişti.
Millet terörden bıkmıştı.
Siyasi parti çekişmelerinden bıkmıştı.
Parlamentonun aylarca bir cumhurbaşkanı seçememesinden bıkmıştı.
Öyle diyordu Evren Paşam.
Millet için 82 Anayasası hepsinin ilacıydı. Her derde dermandı.
Memlekete huzur gelecekti. Bir daha terör, anarşi olmayacaktı.
Üniversiteler ilim irfan yuvasına dönecekti vs.
Aynı anayasayı 79'da yapıp halk oyuna sunsaydınız alacağı oy yüzde
45 olurdu.
...
91 senesinde biz bu işi denedik. O zamanın DEP milletvekillerinden
bazılarının dokunulmazlığını kaldırdık. Meclisten polis zoruyla
alıp götürdük. Çoğumuz çok heyecanlıydık. Teröre bulaşanlardan,
destek olanlardan hesap sorulacaktı.
Sonra ne oldu.. Aradan on sene geçti yanlış yapmışız dedik.
Bugün aynı yolu bir kere daha neden deniyor olabiliriz? Pratikte
kamuoyunun önemli bir kesimini bir müddet rahatlatmaktan başka bir
işe yaramaz.
Bir müddet gündemi meşgul eder, başka konular konuşulmaz olur.
Gerilim biraz daha artar. O arada taraflar kılıçlarını biraz daha
biler sonra?
Yine bir on sene geçince yine yanlış yapmışız, deriz.
Bu işlemin karar vericilerinin, "Faydası olmayacağını biz de
biliyoruz ama bu arada böyle bir işin yapılması gerekiyor" demesi
ile, "Hakikaten terörle mücadelede bir adım olduğuna inanıyoruz"
demesi arasında da fark var. Sonuç aynı ama fark var.
Başka hiçbir seçenek yoksa ben ilkini tercih ederim.
...
Dar bölge, iki turlu seçimle teşekkül eden bir parlamento olsaydı
böyle işlerle zinhar ilgilenmezdi. Çünkü her milletvekili fert fert
birbirine yakın sayıda seçmeni temsil ediyor olurdu.
Seçmen vekilini tanıyor olurdu. İkinci tura kalmışsa başka parti
tabanlarının da oyu ile seçilmiş olurdu. Parti genel merkezine
muhtaç olmazdı. Her birinin ağırlığı olurdu. Her biri ikna edilmeye
muhtaç olurdu. Parti MKYK'larının önemi kalmazdı. Grup
toplantılarındaki göstermelik nutukların önemi kalmazdı.
Şimdi derdini kime anlatacaksın? Parmaklar toptan kalkıyor toptan
iniyor.