Çalışabilir yaştaki nüfusumuz 57 milyonmuş.
İşgücü 30 milyon.
Çalışan sayısı 27 milyon
İşsiz sayısı 3 milyon.
Bir de kayıt dışı çalışan sayısı var 10 milyon civarında.
27 milyonun tamamı kayıtlı çalışan mı bilmiyorum.. O kısmını tam
anlayamadım. Rakamlar 4-5 senede alabora olamayacağına göre, kayıt
dışı çalışanlar da çalışan sayısının içinde.
Emekli sayısı 11 milyon.
Bu şu demek: Bu memlekette çalışan iki kişiden aldığın primle bir
kişiye emekli maaşı ödeyeceksin.
Mümkün mü? Değil.. Bizim derdimiz mi? Bana sorarsanız değil.
Sistemi adam gibi işletselerdi.
Bu işin sorumlusu kim? Parmakla gösterilebilecek gibi değil. Bir
işe girip mer'i mevzuata göre primini ödemiş, öngörülen süreyi ve
gün sayısını doldurmuş bir çalışan, çalışırken aldığı maaşın hiç
olmazsa yüzde 70'ini, 60'ını bekler.
Ne ödedin ki ne istiyorsun, 40 yaşında emekli eden sistemden ne
bekliyorsun, diyemeyiz. Uzun zaman dedik de anlamsız olduğunu
farkettik. Sosyal yara mantıkla, matematik hesabıyla
kapatılamıyor.
950'den 986'ya kadar 36 sene boyunca bu işin akıbetini dert eden
olmamış. İlk müdahale Özal döneminde, 986'da oldu, o düzenlemeyi de
91'de başkaları sulandırdı. 99'da battık bittik sesleri arasında
tekrar bir düzenleme yapıldı.. Sonrası malum.. Başa dönersek; 27
milyon çalışan, 11 milyon emekli.. Teorik olarak bir emekli iki
çalışanın sırtında.. Pratikte mümkün değil. Açığı hazineden
kapatacaksın. Her sene katlanarak büyüyecek. Son yıllarda yapılan
düzenlemelerin meyvesi belki 30 sene sonra alınacak. Bu kambur hep
taşınacak.