Ülkemizde çok güzel hatıra kitapları yayınlanır oldu. Bunlardan
biri de Bir Gizli Servis Mensubunun Anıları..
Gizli servis deyince devlet sırlarının ifşası zannetmeyin. Çok
akıcı üslupla kaleme alınmış gırgır şamata hatıralar.. İsim de
muhtemelen müstear. Bir ara bu kitabın yasaklandığı söylendi ama
arkası gelmedi. Aslında böyle hatıralar kurumları sempatik hâle
getiriyor. Bugün sizlere bu kitaptan bir paragraf nakletmek
istiyorum:
"İsmi lazım değil, bir İngiliz diplomat ilçemize geliyordu. Takiple
görevlendirildik. Geliyordu da ne yapmaya geliyordu? İnsanın böyle
bir gezi için mutlaka amacının olması lazımdı. Turistik merak
desek, değildi. Onun için güzel bir karşılama ağırlama programı
yapmıştık. Adım attırmayacaktık kerataya.
Nasıl bir takip metodu kullanmamız gerektiğini kendisi de takibe
katılacak olan müdürüm belirleyecekti. Altında koyu lacivert
renkte, Rover marka yeşil plakalı resmî bir araba vardı. İlçe
hududuna giriş yaptığını patrona iletmiş ve uzaktan takibe
başlamıştık. Yol kenarında kalabalık koyun sürülerini görünce biraz
yavaşlıyor, sonra yoluna devam ediyordu. Herhalde buralarda
küçükbaş hayvan adedini saymaya gelmemişti. Herhangi bir ilgi
çekici olay olmadan ilçeye gelmiş ve takip işini patrona
devretmiştik.
Bundan sonra ben de arabayı uygun bir yere park ederek yaya olarak
takibe ortak olacaktım. Sanki buraları önceden tanıyor gibi hareket
ediyordu. Onu uzaktan izliyorduk. Test yapıyor olabilirdi.. Peki
amacı neydi? Bu şekilde sonuç alamayacağımız kesin olduğundan
müdürüm;
-Biraz daha yaklaş bakalım.. Seni fark edecek mi, dedi.
Takip tacize dönmüş gibiydi.
-Müdürüm, istersen yanına gidip niçin geldiğini sorayım, dedim.
-Saçmalama, gözünü dört aç benzin istasyonuna doğru gidiyor,
dedi.
Arabasız bir adam benzin istasyonuna niçin gelirdi. Ayrılışından
sonra istasyona dalıp biraz önceki yabancının ne dediğini
sordum.
En yakın BP istasyonunun kaç kilometre ötede olduğunu sormuş.
İngiliz diplomat biraz daha etrafına bakındıktan sonra arabasına
binmiş ve ilçe dışına doğru hareket etmişti. Şoföre;