Ben Evren Paşa'ya sempati duyan bir adamım. Yakın çevremde bu
hâlimi yadırgayan çok adam var. Ben neden sempati duyduğumu
biliyorum. Onlar da neden karşı olduklarını ve nefret ettiklerini
biliyorlarsa mesele yok, biribirimize saygı duyar geçinir
gideriz.
Aman aman darbeci olduğu için falan demeyin, çok eğreti olur. Her
zaman her tarafımızdan riyakârlık akıtmak zorunda mıyız?
12 Eylül sabahı, "huzur bulduk paşam" diyerek, koçlar danalar kesen ben miydim? Hadi siz de kesmediniz, hazırladıkları anayasaya yüzde 91 evet oyu veren kimdi? Sandığın başında gırtlağınızı sıkan mı oldu?. Yoksa aldatıldık mı diyeceksiniz. Ya bugün de aldatılıyorsanız, bugün aldatılmadığınızın teminatı ne?
Fahri doktoralar veren üniversiteleriniz, 13 Eylül'de sıraya girip el öpen yüksek mahkeme üyelerimiz.. Hep birden mi aldandık. Hadi şu kadarını anladık: Darbe olmuştu, karşı koyma imkânı yoktu, herkes ister istemez susmuştu. Gelin el öpün, etek öpün, sıraya girin diyen olmuş muydu?
Siz ne zaman el etek öpmek için sıraya girmediniz ki..
Ben sizin ipinizle kuyuya inmem. Bugün yere göğe sığdıramadığınız insanlara (ki çoğunun ayağını yerden kestiniz) yarın sövmek için sıraya girersiniz, biliyorum. Bari sevmiyorum deyin de, gerekçelendirme külfetinden kurtulun.