Doğrusunu yanlışını bilmiyoruz.. Bize derlerdi ki, bu ülkede
iktidar olunabiliyor ama muktedir olunamıyor.
Vesayet kurumları var.
Sıralanırdı:
AYM. Parlamentonun elini kolunu bağlıyor, parlamentonun üzerinde
bir irade olamaz. Ne yaparsak ya iptal ediyorlar ya müdahale..
DANIŞTAY.. Mevzuatta yeri olmadığı hâlde yerindelik denetimi
yapıyor. Yapamaz. Doğru yapamaz.
Askerî vesayet..
MGK..
Bugün artık sıralanan bu kurumlar dün olduğu gibi ayakbağı
olamıyor. Peki her şey yerli yerine oturmuş görünüyor mu? Yine bir
eksiğimiz olduğu söyleniyor.
O eksik ne olabilir?
Koalisyonlar döneminde kutsalımız istikrardı.
Bu memleket koalisyonlardan çok çekti, bu seçim sistemi tek parti
iktidarını zorlaştırıyor derdik.
Sistem değişmedi ama koalisyonlar döneminden kurtulduk.
Yani dün istikrar deyince kastedilen şeye kavuştuk.
Şimdi başka bir şey arıyoruz.
Bunu da en iyi dün bize vesayeti ve istikrarı tarif edenler
açıklar.
Bugünkü eksiğimiz ne..
...
Galiba bu işler içeriden çok dışarıdan etkileniyor. Dışımızdaki
mücadele bize şu şekilde bu şekilde yansıyor.
Yoksa pratikte içerideki şartlar ne olursa olsun dönüp dolaşıp aynı
yere geliyoruz. Gelmiş gibi oluyoruz. 991'de dünyanın 16. büyük
ekonomisi iken 2015'te 18. büyük ekonomisi olmuşsak istikrar,
vesayet, muktedir olmak gibi kavramlar ya yeniden tarife muhtaç..
Ya da daha makul açıklamalara muhtacız.
Bu devran, bölgemizdeki sarsıntı, çalkantı bir gün elbet
bitecek.
Bittikten sonra neler olacağına dair tasavvuru olan var mı?
Ortadoğu'da yeni düzen şöyle olacak.. Balkanlarda böyle.. Uzak
Asya’da şöyle.. Güç dengeleri şu şekilde.. Yeni dengelerde bizim
yerimiz de şurada gibi.
Bizim Kürt’tür, PYD'dir, IŞİD'dir, Irak'tır, Esat'tır, Ihvan’dır
Sisi'dir diyerek tek tek dert ettiğimiz şeyler sebeb mi sonuç
mu?
Bir şey yapmakla yapmamak arasında farkı anlayamıyorum,
kavrayamıyorum.
İkisinin de örneği var. Geçmiş örnekler süreyi uzatmak ve maliyeti
arttırmak dışında sonucu değiştirmemiş.