Yusuf İzzettin Barış, emekli bir tabip.
45 yıllık meslek hayatı boyunca yaşadıklarını bir kitapta toplamış.
Kitabın adı: Kendi Rüzgârıyla.
Kitaptaki hatıralardan biri enteresan.
Askerî Tıbbiyenin son sınıfında bir arkadaşı varmış.
Yatağı pencere kenarında imiş.
Bir karga her gün camın önüne gelir, camı tıklatır, akrobatik
hareketler yapar gidermiş.
Arkadaşı karganın korkusundan perdeyi bile açmazmış.
Sonunda dayanamayıp yönetime bir dilekçe yazmış:
"... Efendim bendeniz son sınıf talebesiyim. Bir yıl sonra şerefli
bir tabip olarak memleketime hizmet edecek hâle geleceğim. Ancak
odamın penceresine dadanan bir karga dikkatimi dağıtıyor. Yeterince
ders çalışamıyorum. Moralim bozuluyor.
Mezkur karganın itlafını emir ve müsaadelerinize arz ederim."
...
Tarık Minkari de meşhur bir cerrah.
Emekli olduktan sonra hatıralarını yayınladı.
Doçent olduğu yıllarda annesinin hasta olduğunu söylemişler, hemen
eve koşmuş.
Muayene etmiş, bir şeyi olmadığını söylemiş.
Annesi azarlamış: