Birkaç gündür Darbe Teşebbüsünü Araştırma Komisyonunda
konuşanları dinliyoruz.
Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım tadında gidiyor.
O işten ekmek çıkmaz.
En netameli denilen dönemde Genelkurmay Başkanlığı yapan zat ne
anlatacak diye heyecanla beklediler.. Biz de bekledik.
Anlattıklarında bir şey yok. Biraz hatıra, daha çok ne şiş yansın
ne kebap.. yuvarlama laflar. Daha doğrusu ne dediği ne demediği
anlaşılmıyor.
Ardından örtülü işler denilince akla gelen kişi konuşuyor.. Bolca
nasihat.
Söylediği üç şey var, önemli:
Bir: Çalışma hayatım boyunca solun arkasında Rusya var
zannetmiştim, Batı varmış.
İki: Bu tarz örgütleri tasfiye ederken sempatizanları
militanlaştıracak iş yapmayın. Onları kazanmaya bakın.
Üç: Çözülenlere itirafçı deyip rencide etmeyin, vatan hizmeti
deyin.
Üyelerden hiçbiri zatınızı nasihat etmeniz için çağırmamıştık
demiyor.
...
Medyada bu işlerin kıdemlisi sayılanlar, komisyonun dinleme
listesindeki isimlere bakıp, "Bunlar büyük ihtimalle hiçbir şey
anlatmazlar" demişti. Demek ki bir bildikleri var.
Eski Genelkurmay Başkanı, "Biz MGK'da gündeme getirmiştik"
diyor.
E daha ne yapsın adamlar, ellerinden geleni yapmışlar dememizi mi
bekliyor.
İkinci bir devlet gibi üniversite giriş imtihanındaki katsayıdan
türbanın nasıl bağlanması gerektiğine.. Kabristanlarda nasıl dua
okunacağına kadar her işe burnunu sokan kurumun başındaki isimler
bunu söylüyor. Askerlikten ve kendi işlerinden başka her işle
ilgilenmişler.
Harp Okuluna, askerî liseye öğrenci alırken güya kılı kırk
yardıklarını zannedenler bunu söylüyor.
Yanlış yapmışız, yapamamışız, yüzümüze gözümüze bulaştırmışız demek
kolay değil tabii.