Anayasa hukuki bir belge olmaktan ziyade siyasi bir belgedir.
Batıda "kuruluş belgesi" demelerinin sebebi de budur.
Devletin, hukukun, siyasetin temel kurumlarının kurucu bir irade
tarafından tespit edilmesi sonucunda ortaya çıkar.
Sağlıklı olanı o ülkede yaşayan kesimlerin oturup konuşup tartışıp
bir orta yolda buluşmasıyla olur.
Bu buluşma uzun harp yıllarından sonra olur.
İşgalden sonra olur.
Zaferden sonra olur.
İç harpten sonra olur.
Düşe kalka giderken, "Bu anayasa bize ayak bağı oluyor. Bu anayasa
ile bu ülkede düzen kurma imkânı kalmadı. Günün şartlarına uygun
yeni bir anlaşma yapalım" diyerek olur ama örneği yok.
Bunun için taraflar lazım:
Taraflar toplanacaklar ve diyecekler ki;
Biz aşağıdaki şartlarda mutabık kaldık mutabakat metnini kayda
geçiyoruz.
İşe bu tarafından bakınca, darbe anayasalarına mutabakat metni
denmez.
İşgal sonrası dayatılan anayasalara mutabakat metni denmez.
960'tan sonra kiminle kim mutabık kalarak 60 anayasasını hazırlamış
oluyor.
82'de nasıl oluyor?
Daha geri gidince 924 Anayasası'nın tarafları kim?
.....
Canım ne gerek var şu tarafa bu tarafa.. Biz imkân bulursak bu
işi bilenlere bir anayasa yazdırırız, gelen gelir gelmeyenin canı
sağolsun deyince olur mu?
24, 60, 82 anayasalarından farkı ne olur?
Tarafların bir kişi ile temsil edilmesiyle 300 kişi tarafından
temsil edilmesi arasında teknik olarak ne fark var?.
......
Mesela yarın bir gün Suriye'de yeni bir yapı kurulduğu zaman
oturup hukukçulara anayasa yazdıracaklar?
Orada adı tam konulmasa da bu işin tarafları belli.. Şu gruplar
katılacak, falan ülkenin himayesinde falanca gruba da yer
verilecek.. Dikkat ederseniz tartışma hep o grupların gıyabında
yapılıyor. Mutabakat da onların gıyabında.. O zaman Suriye'de
kurucu irade kim olmuş oluyor. Nihai kararı orada yaşayacak olanlar
veremiyor. Gıyablarında mutabık kalınıyor. Metin, grupların
arzuları da dikkate alınarak dışarıda onaylanıyor. Azınlığın
tahakkümüne izin verildiği, göz yumulduğu hâller olabiliyor. Saddam
dönemi Irakta olduğu gibi, baba ve oğul Esat'lar döneminde
Suriye'de olduğu gibi..
Suriye yandı yıkıldı.. Yeniden kurulacak. Anayasası olacak.
Anayasaya sadakat yemini edenler aslında neye yemin etmiş
olacak?
O ülkede normal düzene geçildikten sonra taraflar aralarında, sen
millîsin, sen değilsin, sen sadıksın, sen hainsin diyerek
tartıştıkları zaman ne demiş olacaklar?
Bu işlerin teorisi ile pratiği arasında uçurum var.