"Avrupalı, üç nesil aynı evde oturmayanı adamdan saymaz” sözü
kimindi?
Gittikçe yaygınlaşan siteler, ilk anda ne kadar cazip gelmişti
bize.
Derli topluydu.
Şehrin gürültüsünden uzaktı.
Park yeri derdi yoktu. vs. vs...
Sonra bir eksikliğini farketmeye başladık. Böyle yerlerde evlerin
karakteri ve mazisi yok. Oturanların kişiliğini aksettirmiyor.
Sadece numaralar var.. 18, 19, 20.
Hepsi birbirine benziyor.
Oysa eski mahallelerimizde her evin, her sokağın, her katın hem bir
hikâyesi hem de özelliği vardı.
Gerçi Suriçi’ni de katletmiştik ama her sokakta olmasa da her
mahallede elli yıl, yüz yıl, üç yüz yıl geriden gelen binalar
hikâyenin eksik kalan kısımlarını tamamlamaya yetiyordu.
.....
Şehirde yaşayınca şehirli olunuyor mu?
Bu koskoca şehirde üç nesil aynı evde oturan kaç kişi vardır?
Yüzde iki mi, bir mi?