Parası olan konuşur, diyeni ayıplarız.
Gariban babanın kalbi bile hali vakti yerinde olan oğluna meyleder.
Gerçi babaya sordukları zaman, “Hepsi evlat, ayrısı gayrısı olur
mu?” der ama genişletilmiş ailede söz, mal mülk sahibi olan
oğulundur.
Her iş ona danışılır.
Bir dediğini iki etmezler.
Kızlar onun yardımıyla evlenir.
Alınacak şeyler ona sorulur. Satılacak şeyler için ondan izin
alınır.
Mantık basittir: Aklı başında adam işini bilir, işini kurar, para
kazanır.
İçimizde bir tek bu kardeşimiz işini kurduğuna göre ve para
kazandığına göre en aklı başında olanı o.. En azından böyle
söylemek, ima etmek zarureti vardır.
Aksi halde dışlanır, “ne halin varsa gör” denilerek yardımdan
mahrum bırakılırsınız.
Eğer aynı ailede yüksek mevkide olan biri varsa, tüccar aile
vitrine mevki sahibi kardeşini yahut akrabasını oturtarak işleri
geriden idare eder.
Mevki sahibi olanın organizasyonu ile bu noktaya gelinmişse o zaman
son söz makam sahibinindir.
.....
Evlilikten doğan akrabalıklarda da görülür.
Enişte memur, kayınbirader esnaf, tüccar ya da iş adamı ise söz
kayınbiraderindir.
Evdeki çocuklar için dayı sözü kanundur.
Baba ikinci planda kalır.