Kofçaz Kırklareli'nin ilçesi. İlçenin girişindeki tabelada nüfusu 900 yazıyor.
Yine ilçenin girişinde bir benzin istasyonu var.
Pompacıya;
- Hakikaten nüfusu 900 mü, dedim?
- 900 olsa ne isteriz, 500 ya var ya yok, dedi.
Her ilçe gibi Ziraat Bankası var, Kaymakamlık var, Jandarma Komutanlığı var, Emniyet Müdürlüğü var..
Baştan 25 polis memuru göndermişler. Sonra fazla olduğunu fark edip 20'sini başka yerlere kaydırmışlar.
İlçede vukuat yok.
İlçe sakilerinden biri;
-Burada olsa olsa üç beş yılda bir defa kız kaçırma olayı olur.. Onun dışında olay çıkmaz. Herkes herkesi tanır, dedi.
Düşünsenize, yeni gelen kaymakam istese ilçe sakinlerini okul önünde toplayıp hepsinin tek tek elini sıkabilir. Biraz zorlarsa herkesi isim isim tanır.
Millî Eğitim Müdürlüğü var.. 5 memuru varmış.
Mal Müdürlüğü var.
Belediyesi var.
-Burası Türkiye'nin en küçük ilçesidir herhâlde, dedim.
-Biz de öyle zannediyorduk ama 16. küçük ilçesiymiş dediler.
Oradan küçük 15 ilçe daha varmış.
....
İstanbul'da nüfusu 20.000 olan siteler var. Bu ilçenin 40 katı büyüklüğünde.. Ne kaymakamlık var ne müdürlükler..
Nüfusu 500 bini geçen ilçeler var.. İdari yapı aynı.
...
Devletin de eli armut toplamıyor. Bu ilçeyi canlandırmaya karar vermiş. Üniversitenin bazı birimleri (fakültelerdir herhâlde) oraya aktarılacakmış.
Yakında ilçe nüfusu kadar öğrenci olur.
Öğrenci evleri, pansiyonlar olur.
Öğrencilere hizmet verenler olur.
Üç beş sene sonra eski günlerini ararlar ama iş işten geçmiş olur.
Öğrenci yoğunluğunun bir ile, bir ilçeye katkısının, artısının eksisinin ne olduğunu görmek için Eskişehir'i gezmek lazım.
....
Kibariye'nin annesi damadına nasıl sesleniyordu?
-Şöfeeeeeeeerrr şöfer..
Artık insanların, kurumların hatta ülkelerin ilişkileri şöfeeeeerrr şöfer tadında.. Kamerayı açtırıp karşı tarafa doğru sesleniyoruz. Sonra onlar aynı şeyi yapıyor.