Aşağıdaki yazıyı Dr. İbrahim Pazan'ın web sitesinden aldım.
"1400 yıl önce yaşanan ve çok değişik versiyonları anlatılan bir
hesap hikâyesi var.
En ilginç ve karmaşık oyunlardan olan satranç, 6’ncı yüzyılda
Hindistan’da ortaya çıkan ve bir savaş oyunu olan 'çaturanga'ya
dayanır. Bu oyunda kullanılan zar zamanla ortadan kalkmış ve şans
faktörü yerini, bugünün bilgisayarlarını bile dize getiren, insanın
üstün niteliklerinin beslediği ustalığa bırakmıştır. Piyade
askerler, kaleler, atlar ve filler, o günün savaşlarındaki önemli
konumlarını, bugün satranç tahtasındaki 64 karede de hâlâ korumaya
devam ederler.
Hindistan’da satranç oyununu geliştiren bilge kişi, bu ürününü
zamanın sultanına arz eder. Sultan oyunu çok beğenir ve sultanlara
yakışır biçimde 'Dile benden ne dilersen!' der. Ancak bilge, gerçek
savaşlarda olduğu gibi, bu oyundaki en önemsiz elemanın bile
kazanma veya kaybetmede çok önemli bir paya sahip olabileceği
gerçeğini, sultanın iyi anlayamadığını düşünür. Derse devam etmeye
karar verir. 'Sadece bir miktar buğday istiyorum sultanım!' der.
'Size sunduğum bu oyunun oynandığı tahtanın birinci karesi için 1
buğday tanesi, ikinci karesi için, birinci karesi için aldığımın 2
katı kadar yani 2 buğday tanesi, üçüncü karesi için 4 buğday tanesi
ve aynı şekilde diğer kareler için de yine, bir önceki kare için
aldığımın 2 katı kadar buğday tanesi istiyorum' diye devam eder ve
mütevazı isteğine açıklık getirir.