Bir efsane gibi anlatılır da, teyidi nasıl olur acaba?
İngiltere Büyükelçisi Türkçe biliyor. Twitter'dan ona buna laf
yetiştiriyor.. Bunalınca "öf ya" diyor.
Çanakkale'nin yıldönümünde, "Çanakkale geçilmez!" deyince
yüreğimize su serpiliyor.
Belki bu efsanenin doğruluk payı hakkında bize bilgi verir.
İngiltere’de hakimlerin kanunen bir maaşı yoktur. Kendilerine maaş
yerine harcamaları için açık çek verilir. Her ay bu şekilde bir
açık çek alan yüksek bir İngiliz hakim bir süre sonra, ‘Açık çek
olur mu canım, bu devlet de bizi kandırıyor galiba’ diye düşünmeye
başlamış. Bir gün, çekin gerçekten açık olup olmadığını test etmek
istemiş. 1 milyon Sterlin yazıp çeki mübaşiriyle tahsil için
bankaya göndermiş. Banka, ‘Öğleden sonra gelin ödeyelim’ deyince,
yargıç ‘Tam da benim düşündüğüm gibi, devlete soracaklar, sonra da
vermeyecekler’ demiş. Ama, öğleden sonra mübaşir parayı getirince
hakim yanıldığını anlamış. Büyük bir üzüntü içinde, "Halkım
-bizdeki karşılığı devletim olur herhâlde- bana bu güveni duyuyor,
ama ben bu güvene ihanet ettim" diyerek, tabancasıyla intihar
etmiş. Bu, yaşanmış ve İngiliz hukuk tarihinde yazan, bilinen
olaylarından biridir, denilerek anlatılır.
Bir de efsane olmayan anekdot var. AKP Genel Başkan
Yardımcılarından biri 2004 yılında anlatmıştı. Ben o zaman stajyer
avukattım, diyerek anlatmıştı:
"60’lı yılların sonunda Türkiye'yi ziyaret eden İngiliz filosunun
verdiği yemeğe hakim ve savcılar önce unutulup sonradan davet
edildi. Onlar çok daha özenle hazırlanan bir masada ağırlandılar.
Amiral, ‘Özür diliyorum. Âdetlerimize göre bir hakimi ancak Kraliçe
sofrasına davet edebilir. Ama sizin davetime gelmeniz bizim için
çok büyük bir şereftir’ dedi."
Davet için hazırlanan listede şehrin ileri gelenleri arasında hakim
ve savcılar olmayınca bizim taraftan birileri, "onları neden davet
etmediniz" deyince iş anlaşılıyor. Bizde âdet böyle onun için
etmedik, diyorlar.