Müfettişi olmayan kamu kurumu var mı?
Kâğıt üzerinde hemen her kurum denetlenir.
Peki denetlenmese ne olur!..
a) Bu kadar denetlendiği hâlde bunlar oluyorsa, denetlenmese kim bilir neler olur.
b) Hiçbir şey değişmez... Hatta denetlendiği günlerden daha iyi olur.
Ben ikinci şıkkı işaretliyorum.
Başımızı kaşıyacak vakit bulduğumuz anda teftiş mekanizmasını kökünden lağvetmemiz lazım.
Biz evrakların teftişini yapıyoruz... İş yerinin, o hizmeti veren kurumun teftişinin ne olduğunu bilmiyoruz.
ÇALIŞARAK OKUMAK
Parası olan, iş güç sahibi insanların tavsiyesine daha çok itibar ediliyor.
Yadırganacak bir şey yok, normal sayıyorum.
İki paralı adamdan nakille başlıyorum.
Rahmi Koç da, Cem Boyner de, okulla işi birlikte yürütenlerin iş hayatında daha başarılı olduğunu söylüyor.
Üniversite öğrencisinin okurken iş hayatını tanıması çok önemli. Yani parasız biri olarak söylüyorum, ben de aynı kanaatteyim.
Burada “çalışmak” kısmını açmak gerekiyor.
Üniversite öğrencileri hangi hâllerde çalışıyor?
İhtiyaç varsa çalışıyor. O da iş bulabilirse... Mecbur kaldığı için çalışan zaten kendine öyle böyle bir yol buluyor. Asıl dertliler öbürleri.
Hâli vakti iyi aile çocukları ya el bebek gül bebek okutuluyor, ya da usulen şanlarına şereflerine uygun bir yerde göstermelik olarak istihdam ediliyor.
Baba şirketine, dede şirketine takılıyor.
Göstermelik istihdam da çocuğa katkı sağlamıyor, ona ufuk açmıyor, yeni tiplerle, farklı çevrelerle tanışıp kaynaşamıyor.