Taa İzmir Suikastı davasından, İstiklal Mahkemelerine, Varlık Vergisi günlerinden 60 İhtilaline, mahkemelerine, 12 Mart Mahkemelerine, 12 Eylül mahkemelerine, 28 Şubat dönemi mahkemelerine kadar bir dizi toplu yargılama, toplu hüküm, toplu infaz oldu.
Hepsinin hakimi savcısı oldu.
Hepsinde iddianameler yazıldı. Hepsinde savunmalar yapıldı.
Ama bugün bir teki için bile, "Evet çok adil olmasa da kılı kırk yaran araştırmalar yapıldı, usule riayet edildi" diyemiyoruz.
Siyasi davaydı, diyoruz. (Kimin siyasetinin davasıydı?)
Günün şartları diyoruz.
Mağdurlar şu taraftandı diyoruz.
Bu taraftandı diyoruz.
Oysa adalet hesaplarında o taraftan bu taraftan olmaz. Davalı olur-davacı olur, hüküm olur.
Yine hatırlatmak isterim, siyasiydi denilen davaların hemen hepsinde, "Bunlar vatana ihanet etti" gerekçesi vardır.
Az mı acıklı hikâyeler dinledik.
925'lerden, 30'lardan, 40'lardan, 60'lardan, 70'lerden.. 90'lardan.. Gele gele gele gele ve düşe kalka düşe kalka 2007'ye geldik.
Yine toplu davalar.. yine toplu yargılamalar.. Yine aylar yıllar süren duruşmalar.. Yine mağdur hikâyeleri.. Yine adalet hukuk, kahraman savcılar, kahraman hakimler.. Sonra?
İnsan, insanlık halleri içinde ve normal şartlarda şöyle bir şey bekliyor. 60'lı yıllarda yaşayanların 25'lerde, 30'larda yaşananlardan ders almış olması lazım.
Yok.
12 Mart mahkemelerinin 60'lardaki toplu yargılama, toplu infazdan ekmek çıkmadığını görmüş olması lazım.. Faydası olmuyor. Kabuk bağlayan ve habire kanayan yaralar bırakıyor.. Yok..
Aynı şeyleri tekrarlamışlar.
10 sene geçmiş aynı şeyler.. sahneler ve edebiyatı tekrar edilmiş. 90'ların sonu.
Bir on sene daha geçmiş yine aynı.
On sene geçmeden yine aynı.
Bunun adı ne? Keser döner sap döner hukuku mu, sıra bize geldi hukuku mu, fasit daire mi, çaresizlik mi, bu coğrafyaya has yönetme şekli mi? İnsanoğlunun gafleti mi? Gafletten olsa her ülkede olması lazım.
Gaflet niye sadece Pakistan'da, Irak'ta, Mısır'da, İran'da olsun.