Yerel yönetimlerde bulunup da hayatı değişmeyen yok gibidir. Ekseriyetinin standartları, hayat tarzı, alışkanlıkları çok kısa sürede değişir. Çoğunun imkânları da değişir. Bu değişiklikten doğrudan suistimal sonucunu çıkaramıyorsak makul bir açıklama da bulmak zorundayız. Mesela valilerin hayatında böyle hızlı bir değişim göremezsiniz. 20-25 yıllık meslek hayatlarının sonunda nihayetinde bir ev, araba, veya ikinci bir ev sahibi olur, köşelerine çekilirler.
Veya siyasete atılırlar.
İyi niyetle bakınca nasıl açıklanabilir: Belediyelere talip olanlar
çok becerikli, aktif, yerinde duramayan, neredeyse taşı sıksa
suyunu çıkarabilecek insanlar olduğu için mi böyledir... Seçimle
elenerek geldikleri için mi böyledir.. Uğraştıkları işlerden dolayı
mı böyledir. Geçmişte belediye imkânlarıyla üniversite kuranlar,
onlarca okul açanlar oldu. Adı eğitime katkı olunca, işler de vakıf
adı altında yapılınca nedense yadırganmıyor. Oysa neticede yapılan
iş nüfuz suistimalidir. Nüfuz suistimali olmasa aynı vakfa şimdi de
yardım edenlerin olması lazım.
......
Yaygın kanaate göre, insanlar, aniden yükselenleri, birdenbire
zengin olanları çekemezler.. haset ederler. Ben biraz farklı
düşünüyorum: İzah edilebilir ve açıklanabilir değişimlere insanlar
çok da kötü gözle bakmıyor. Adam iş kurmuştur, dişiyle tırnağıyla
bir yerlere gelmiştir. Düşmüştür, çıkmıştır, dönem dönem batmıştır
ama bir yere gelmiştir. Eğer işlerinin bir ucunda kamu imkânları,
kamuyla iş ilişkisi, kamuyla irtibatlı nüfuz suistimali yoksa bu
insanlara çok kötü gözle bakılmıyor. Gıpta ediliyor, saygı
duyuluyor. Ama işin içinde kamu kaynakları varsa (ki insanlar bunu
çok kolay hissediyor) o insanlara öfkeyle bakılıyor.