Biz seçilmiş atanmış işlerine fazla gömüldük. Hepsinin yeri
ayrı. İşi gücü bırakıp seçilmişliğe ayrıca kutsiyet izafe etmenin
anlamı yok.
İllerimizde valilerimiz var. Atanmayla gidiyor.
Belediye başkanlarımız var seçiliyor.
Mesela Kayseri Belediye Başkanı bir dönem yüzde 70 oy almıştı. Bu
oy desteği ile artık vali ile ilişkilerini gözden geçirmesi gerekir
diyebilir miydik?
Buradan meşruiyetin kaynağı maynağı gibi konulara ekmek çıkar mı?
Meşruiyetin kaynağının azı çoğu, tombulu çelimsizi olur mu?
Zaten her şey zamanında yerli yerine oturmuş olsaydı sağa sola
savrularak bir orayı bir burayı kutsayarak avunmazdık.
Bizdeki şartlardan ve kurallardan bağımsız olarak soruyorum:
Parlamento üyeleri seçilerek geliyor.
Başkan seçilerek geliyor.
Hiyerarşi ile kutsallık arasında bir bağ var mı? Buralara çok
takılıp kalmak bir sonuç değil, emare.. O hastalık neyse onun
emaresi.
Tartışarak içinden çıkılabilecek bir konu değil. Zamana ihtiyacı
var. Belirleyen olduğunuz zaman bu işler biter.
İtibarla mevzuat arasında bir ilişki var mı?
Biz biraz da mütekabiliyet endişesi ile Fener Patriğini tutup Eyüp
Kaymakamlığı ile irtibatlandırdık. Orası da kendine göre bir dini
önderlik, muhatabı resmiyette kaymakamlık.
Başkaları ekümenik dedi, reddettik.