Ülkemizin pek çok acil sorunu var...
Ne yazık ki, “aciliyet” sırası iktidarın “nema önceliği”ne göre değişiyor.
Terör de var elbette. Ama en acili, en çok can alanı trafik...
Ama trafiğe sıra bir türlü gelemiyor.
Erdoğan’ın “Başkanlık savaşı” ise, terörle savaşı bile solladı.
TBMM’de AKP’nin iktidara gelmesinden önce “Trafik Güvenliği Raporu” hazırlamıştı.
Trafiğin artık yayalar için bile ölüm saçtığını rakamla, belgeyle ortaya koymuştu.
Ama ortaya koyduğuyla kaldı.
“Devlette devamlılık vardır!” denir durur.
Herhalde TBMM de devlete dahildir.
Ama içinde muhalefet partileri de yer aldığı için TBMM devlet sayılmıyor.
Hazırladığı yasa önlemleri tasarıları kadük oluyor. TBMM Trafik Güvenliği Araştırma Komisyonu’nun raporu da kadük oldu!
O rapor başbakanları göreve çağırıyor, yaşayı çiğnediğini, görevini ihmal ettiğini ilan ediyor.
***
Yasalarımız, trafik güvenliğinde 1 No’lu sorumlu ve yetkiliyi, Başbakan başkanlığındaki Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu’nu gösteriyor.
Başbakanlar, bu kurulu “yılda en az 2 kere” toplamak zorunda.
Ama ne hikmetse Erdoğan başbakanlığı döneminde bu görevini sadece 1-2 kez yerine getirdi.
Belki de “bu kurulu” Burak oğlunun ölüme yol açan kazasını anımsamak istemediği için toplamadı. Kendisine verilen sayısız önergeyi ise yanıtsız bıraktı.
“Başbakan bir de trafikle mi uğraşsın” diyenler olabilir.
Ama balkonda sigara içenlere, kadınların çocuklarını nasıl ve kaç tane doğuracağı konusuna bile eğilen birinin trafiğe de ayıracak birkaç saati olmalı!
***
Kendisine milletvekilliğimiz sırasında en resmi yoldan başvurularda bulunduk.
2918 sayılı Karayolları Yasası’nı değiştirip 4 yardımcısından birisini “Trafikten Sorumlu Başbakan Yardımcısı” yapmasını önerdik.
Büyük oğlu Burak’ın değerli bir sanatçının (Sevim Tanürek) ölümüne yol açmış bir baba olarak, trafik güvenliği için çaba harcaması bir vebaldi.
Ama çıt çıkmadı.
***
Madem vatandaş çoğunluğu AKP seçmenidir.
Büyük Sayılar Kanunu’na göre, ölenlerin çoğunluğu da AKP’lidir.
“Vatandaşa acımıyorsunuz, bari kendi seçmeninize merhamet edin. Yollarda yok yere telef olmasına engel olun!” dedik. TBMM’de önergeler verdik, açık dilekçeler yazdık.
Belli ki, birçok yazar gibi, trafik konusunu “entelektüel veya siyasal derinlikten”yoksun bir alan olarak mı gördü!
Ki, halefi Prof. Ahmet Davutoğlu da aynı anlayışta. Çünkü bu alan “siyasal nema yönünde” verimsiz!
İktidar için öyle de muhalefet için farklı mı?
Bunun için siyasal partilerin “Seçim Bildirgeleri”ne bakmak yeterlidir.
AKP’nin anlı şanlı beyannamesine bakınca yollardaki ölümlerle ilgili tek vaat, “Duble Yol”lar!