Seksen küsurluk kuşak “dünyamızı” terk etmeye devam
ediyor.
Yaşar
Kemal’den Demirel’e, Oktay Akbal’dan Çetin
Altan’a...
Hepsi özeldi.
Belki biraz Yaşar Kemal’e benzetilebilirdi.
Kürtlerin en Türk’ü, Türklerin de en Kürt’ü idi.
Meclis’te ve diplomaside Türkçeyi onun kadar düzgün, akıcı konuşan
ve kullanan çok fazla Türk yoktu... Ki ondan daha beyazı pek
olsun.
Kürt’tü, hem de en asilzadesinden.
Babası Bitlis Hizan’dan Gaydalı Şeyh
Selahattin...
Nakşibendi tarikatının Halidî kolundan Gavs-i Hizanî namıyla
bilinen Sıbgatullah Arvasî’nin torunudur.
Annesinin Ermeni tehciri sırasında kurtarılan bir Ermeni kızı
olduğu iddiasını üvey kardeşi Zeynel Abidin,
Kürtçe yazdığı manzum bir hicivde dile getirmişti.
Bursa Lisesi’ni bitirdi. Isviçre’de Siyaset Bilimi okudu. Hukuk
doktorası yaptı.
Siyaseti, çok parlak bir diplomasi kariyeri ile birlikte
yürüttü.
Demirel’in hem partisinde hem de cumhurbaşkanlığı seçiminde amansız
rakibi oldu.
Ama son derece seviyeli üslubu ve nezaketiyle çok uzun yıllar
TBMM’de hep ilgi ve saygı odağı oldu.
“Lider Sultası”nın hukuk ve demokrasi ile çelişkisini ve insan
onuruna ters bir keyfiyet olduğunu her platformda savundu
durdu. “Uzlaşma Grubu” adıyla oluşturduğu ve her partiden
birçok vekilin katıldığı komisyon tüm parti liderlerini tedirgin
etti.
Mükemmel Fransızcası, İngilizcesiyle yabancı devlet adamlarına
tarih, diploması dersi vermesiyle rakiplerinin bile takdirini
toplardı.
Politika zordur. Ama hem önemli, hem değerli politikacı olmak çok
çok zordur.