“Herkes Osmanlıca öğrenmeli!”
Yakın çevre doğal olarak bunu emir telakki etti.
Ama “Elif-be-te-se”yi sökmek yetmiyordu!
Osmanlı kültürüne vukufiyet, fiiliyat ve tatbikat da
gerekliydi...
Ebedi Anayasa Komisyon Başkanımız, Saray Başdanışmanımız
Prof. Burhan Kuzuda öyle yaptı:
“Özür dilensin!” diye tutturan Putin’e,
tuttu “failatün failatün feilün!” vezni ile bir
tweet salladı: “Fakat -suçu bize atıyor- Puşt!”
***
Bu mesajı patronu adına vekâleten mi; yoksa kendi adına asaleten
mi attı, açıklamadı.
Tıpkı dün attığı, “Suriyeli göçmenleri üzerinize
salarız! E...” tweet narası gibi “Puşt” da
sanal âlemden dünya âleme yankılandı durdu.
***
Putin’den çıt çıkmadı!
Biz de onu kabadayı sanırdık.
Kıdemli KGB’li olarak, kendisini ince taktisyen ve derin bir
stratejist bilirdik.
Değilmiş.
Düşürülen uçağa, “özür ve tazminat”a takıldı kaldı. Oysa asıl
ekmek düşen uçakta değil, “puşt”ta!
***
Ankara’daki büyükelçisine vekâlet ve talimat verse de Kuzu’ya
ve “Çalıştıranın Sorumluluğu İlkesi”ne göre
de Tayyip Bey’e bir dava açsa 4 yıla
kadar mahkûmiyetleri söz konusu.
Çünkü TCK Mad. 299 “Türkiye
Cumhurbaşkanı” demiyor, “Cumhurbaşkanına”hakaret ve
iftirayı düzenliyor.
Hakaret ve iftiraya maruz veya müstahak sanki sadece bizimki
mi?..