Bu bir referandum veya halkoylaması falan değil...
Düpedüz bir “Güvenoylaması”!
“R.Tayyip Erdoğan’a (biraz daha) güvenelim mi - güvenmeyelim mi
oylaması!”
***
Ülkenin başına geldiğinden beri, bütün yerel - genel -
cumhurbaşkanlığı seçimleri ile referandumları kazandı.
Rakiplerini yendi.
Ama bu kez durum çok çok farklı.
İlk defa karşısında hiçbir rakip yok.
Millet sadece onu oylayacak.
O nedenle bu tam anlamıyla bir “Güvenoylaması”dır.
“Ülkeyi toptan Erdoğan’a teslim edelim mi, etmeyelim mi”
oylamasıdır.
***
Milletin yarısı, hatta 7 Haziran seçimlerine göre, milletin
yüzde 60’ı için Tayyip Erdoğan “Kırk yıllık Kani”dir.
Değişmesi mümkün değildir.
Her paragrafı tuzaklanmış 18 madde...
Anahtar sözcük ise 18 yaş. Daha önce vekillik yaşını 30’dan 25’e
indirdi.
Ülkenin yarısı 25 yaş ve altında.
Ama bugüne dek 25 yaşında milletvekili seçilen 3-5 kişiyi hiçbir
zaman geçmedi.
Mesele, gençleri kandırıp oylarını almak. Tıpkı sözcük oyunları ile
“bağımsız yargı, artık tarafsız olacak!” palavrası gibi.
Bir parti lideri kavun karpuz gibi hâkim-savcı seçince mi “tarafsız
yargı” olacak?
Bu anayasanın bir sürü fazlası var. Ama tek eksik:
“Halkı aptal yerine koymak anayasal suçtur!” maddesi!
***
Bildiğini okumaya, meydan okumaya, danışmanların yazdığı biri
ötekini tutmayan nutukları okumuyormuş gibi yaparak okumaya
devam...
Her satırdaki afra tafranın abur cubur horozlanmaların, sakil
tutarsızlıkların faturası ise ne yazık ki millete ve devlete...
***
Bu güvenoyu millete sunulmuş fırsat, bir nimettir.
Kendi eliyle ve bizzat bu imkânı sağlaması ise ilahi bir
takdirdir.
Çünkü, ülkenin sorunu, ne anayasadaki eksiklikler ne de devlete
sızmış dinbaz- düzenbaz FETÖ çeteleridir.
Sorun kendisidir...
Kendisinin, kendini tanımıyor olmasıdır...
“Asrın Lideri” diye, “Ümmetin Önderi” diye, “Büyük Ortadoğu Projesi
Eşbaşkanı” diye ortalığa düştü.
“Şam - Emevi Camisi’nde cuma namazı kılacağız” dedi...