Lütfen “Oha” demeyiniz. OHAL var.
Protesto ve gösteri yasak.
Gençler de Twitter’a sığınıyor.
Diyanet bütçesi Başbakanlık’ın tam 4 katı.
11 bakanlıktan ise daha fazla. Buna takmışlar. Sanal âlemde
birbirlerine sorup duruyorlar:
“Lan O’lum bunlar çok tanrılı dine falan mı geçtiler?”
***
Tövbe estağfurullah...
Demek ki, gençler Başkan’ın milyonluk arabasına da takmışlar. Geçer
mi geçer, diye düşünüyorlar.
Ama mümkün değil.
Külliye’den destur almadan fetva bile vermesi zor.
***
Aslında bu iktidar, pardon, bu muktedir dönemi,
bir “minareye kılıf dönemi”dir.
Bütçe kabul edilirken anayasa görüşülmemişti bile.
Ama “tek adamlık” yolunda Başbakanlık’ın tasfiyesine çoktan
geçilmişti bile.
Bütçesinin, Diyanet’in yarısının da yarısına indirilmesi
bundandı.
Yani her zamanki gibi istim arkadan geliyor, fiili durum hukuki
hale getiriliyordu.
***
Nisanda oylanacağı için, anayasanın içi şakalarla
dolu.
O kadar çok idamdan söz etti ve halka söz verdi ki...
“Meclis kabul etsin, ben hemen onaylarım!”
Idamın “i”sini bile ağzına almıyor artık.
Bu meydanlardan alkış almak sıradan bir rüşvetti.
Milletvekili yaşının 18’e indirilmesi de öyle.
Şarta bakar mısınız?
“Askerlikle ilgisi olmayan 18 yaşındaki gençler!”
Bu tanıma ya kızlar uyuyor ya da engelliler.
Peki neden?
Çünkü, referandumda ilk kez sandığı gidecek milyonun üzerinde genç
seçmen var. Damlaya damlaya göl olacak...
“Üniversiteye veya bir işe giremezlerse, bari Meclis’e
girsinler!” diye.
Başka bir neden daha var:
Diskoya - meyhaneye girme yaşını Meclis’e girme ve bakkaldan sigara
alma yaşı ile eşitlemek için.
“Tek dil, tek bayrak, tek vatan” için..
Bunların garantisi ise “Tek Adam...”
Recep Tayyip Erdoğan...
Geçen Cumhurbaşkanı seçimindeki slogan “Asrın lideri,
ümmetin önderi” idi.
Asrın liderliği elbet dünya konjonktürüne bağlı.
Aniden Trump gibi birileri yoluna
çıkabiliyor. Ama ümmet elhamdülillah bizim ümmet.