İki haftadır hiç beka lafı
etmiyor.
En son, seçim gecesi, balkonda “beka
meselesi” demişti.
Türk Dil Kurumu beka yerine
“ölümsüzlük” ve “kalıcılık” öneriyor.
Yetmezmiş gibi hınzırlık edip, Reis’in
kahramanı Necip Fazıl’dan bir de
mısra örneği veriyor:
“Böyle bir zevk ve huzurun devam
ve bekası olamaz.” (TDK Sözlük - Beka)
***
Olmayacağı belli oldu.
Ama o, “oldurmak” için
uğraşıyor.
Esin kaynağı, Kuranıkerim mi acaba?
“Kün Fe Yekün (O, ol, der ve
olur!)”
Tövbe tövbe.
***
2015 seçiminde, oyu yüzde 40’a
düştü.
Sonradan “katakulli” anlamına da
geldiği anlaşılan “istikşafi” görüşmeler ile allem etti
kallem etti seçimi yeniletti.
“Allem kallem” yöntemini sözlükler
şöyle tanımlıyor:
“Bu karakterler, ne yapıp edip
amaçlarına ulaşırlar. Bu süreç daha çok
‘karşıdakini artık, hayır diyemeyecek hale gelene kadar bunaltma’
şeklinde icra edilir.” (Ekşi Sözlük)
Dönüp dönüp oy saydırmanın nedeni bıktırıp,
lanet olsun, seçimse seçim, dedirtmek için mi?
“Ürkek yandaş” Karar gazetesinin son
manşeti Reis’in niyetini açıkça ilan ediyordu:
- “YSK’nın seçimi”
Evet, YeSeKa İstanbul’da şimdi seçimi kendisi
yapıyor.
15. güne girdik. Hâlâ oy saydırıyor. Saydıra
saydıra saygınlığını kaybediyor. Ama umurunda değil.
Anadolu’da 2. gelenlere mazbata (kazandı
belgesi) dağıtıyor. Ama İstanbul’da 1.’yi tutuyor.
***