Dış politika iç politikadan da heyecan vericidir. Hele dış
politikayı iç politika için yapanlar için bu heyecan daha da
katmerlenir.
Bu yüzden de dış politika maskesi arkasında yürütülen iç politika,
şarlatan siyasetçiler bakımndan “dini siyasete alet
etmekten” de daha derin ve daha yaygın bir
etkinliktir.
Nadir de olsa dini ve dış politikayı birbiri ile harmanlayanlar da
çıkar.
Bunlar hem ülkelerinin hem de dünyanın başını belaya
sokarlar.
Eblehçe bir fetih iması ile komşu ülkenin camilerinde cuma namazı
kılma gevezeliğinin sonu milyonlarca insanın ülkelerinden dışarıya
savrulmasına, binlercesinin ölmesine yol açmıştır.
Stratejik derinliğin sığ sularında boğulmamanın bazı koşullar
vardır.
Siyasal, toplumsal ve ekonomik ortamın sağlamlığı baş
koşuldur.
Bu koşulu sağlayan da ülkenin üzerine oturduğu dört sütuna
bağlıdır:
Maliye, Askeriye, Dahiliye, Hariciye...
Bunlardan birisinin oynaması ötekilerine, özellikle de hariciye
üzerine binecek yükü ağırlaştırır.
Maliyenin zayıflığı dahiliyeye, iç toplumsal düzene
yansır.
(Faturasını da önce polis ve asker her geçen gün daha
fazla “şehit” vererek öder.)
Görevden ayrılan (uzaklaşan-uzaklaştırılan?) Sayın
Bakan Mehmet Şimşek’in üstü örtülü itiraf
ettiği üzere, ülke maliyesi kritik bir sürece doğru
seyrediyor.
Ekonomi, uyuşturucu bağımlılığından beter bir “taze döviz
girdileri”nin ve “borcu borçla ödeme alışkanlığı”nın tutsağı
olmuş durumda.
***
Askeriye ile hariciye farklı araçlara sahip olsa bile birbirine
bağımlılıkları su götürmez.
Askeriyesi güçsüz bir ülkenin hariciyesi başarılı olamaz.