İkisi de ne yazık ki
Arapça.
“Saygınlık” ve “erk” de
diyebiliriz.
Ama “itibar” ile “iktidar”ın
yerini tutmuyor!
İkisinden de, ödün vermek mümkün
değil.
Sultanahmet Camisi’ni gölgede bırakacak
Çamlıca’daki cami ile Ankara’daki 1.056 odalı Saray’ı inşa etme
vesilesi ile “İtibardan
tasarruf olmaz” dedi.
Ama kastettiği aynı
zamanda “iktidar”dı!
Madem iktidar elinde dibine kadar kullanıyor.
Yüksek yargı başkanlarını peşine takıp çay toplamaya götürmesi hem
itibar hem de iktidar gösterisiydi.
***
İslamiyet kumarı yasakladığı halde iç ve dış
siyasette bu türlü açık poker hamlelerine
bayılıyor.
Niyet Şam’da cuma namazı idi. Kısmet 3.5 (yoksa
4 mü?) milyon Suriyelinin bizim camilerin çevresinde dolanması
imiş!
Laik Cumhuriyetin temel ilkeleri üzerine barbut
attı.
Hep kazandı. Ama halkın yarısı bitti demeden de
oyun bitmeyecek!
Dün
adı “istişare” olan
Afyon’daki parti
toplantısında “davanın kazanılmasına” iki
el daha kaldığını açıkladı:
- Mart ve Kasım
2019!
İstişare “danışma” demek.
Külliye’nin 1.056 odasından danışman fışkırırken bu
toplu “danışma” seansı
biraz akıl karıştırıcı.
Nitekim “ihanet etmemiş
olana” yeni mevkiler makam sözleri verdi
bile.
Aklı karışan karışana:
“Ak Parti
Lideri” mi,
yoksa “Cumhurbaşkanı
mı?”
Başta TRT, tüm TV’ler altyazı ile bir
yandan “Cumhurbaşkanı Afyon’da” dediler;
bir yandan da “Ak Parti Lideri’nin
partililere seslendiğini” anlattılar.
Reis, halkımız için yerse, makamı itibarıyla,
artık “Az kuru
az pilav”dır!
***
Zamanında, “Belediye
adamından devlet adamı
olmaz!” başlıklı bir yazı yazdığım için ünlü
bir yerel siyasetçi dostu
küstürmüştüm.
Geçenlerde karşılaştık. Hâlâ o yazıma takılı
kalmış:
“Bak” dedi, “yanıldın.
Sayın Erdoğan haksız olduğunu
kanıtladı!”
“Yoo” dedim, “aksine.
O devlet adamı olmadı ki. Devlet
eridi o tek adam oldu!”
***
Kimileri için siyaset ve iktidar aşkının
arkasında itibar ve adam yerine konmak açlığı yatar. (Bu
muhalefetteki partiler için de geçerli.
Bkz: Bahçeli-
MHP.)
Daha yüksekten uçanlar için özellikle de kenar
mahalle veya kasaba erbabı için de itibar ve iktidar sevdası daha
çok gösteriş, debdebe, höt-zöt ve afra tafradır.
***
İktidar (hatta parti içi iktidar) makam -
mevki sahibi olmayı garanti eder.
Ama itibarı yani adam yerine konmayı güvence
altına almaz.
İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Kadir
Topbaş dünya siyaset psikoloji
literatürüne geçecek bir örnek sunarak istifa
etti.
Allah için salya sümük sergilemedi. Ama
içtenlikle ve açıkça “Adam yerine
konmadığını” itiraf
etti.
Dünyanın en büyük 10 megakentinin seçimle
gelmiş başkanını adam yerine koymayan hangi çılgınmış, diye şaşan
da olmadı, soran da!
Hatta milyonluk bir kentin seçimle gelmiş
başkanının istifa
ederken “Kendimiİslama
adayacağım” demesine bile aldıran
olmadı.
Acaba Reis gibi dünya da mı
kendisini “adam yerine
koymadı”...
Zaten, koysaydı, koltuğu terk edebilir
miydi?
MİT Başkanı Hakan
Fidan edebildi
mi?