Ankara’daki yabancı diplomatlarla yabancı
muhabirler Türkçe öğrenmeye çok heveslidirler.
En büyük zorlukları ise eski deyimler,
sözcüklerdir. Şimdilerde dillerine malum sözcüğü dolamışlar.
Aralarında tane tane ve son heceye vurgu yaparak tekrarlayıp
duruyorlar:
“İt- ti- fak!”
Türkçeye ilgisiz, dalgacı meslektaşları da,
ekşi sözlük’e bile girmiş meşhur Londralı emlakçı fıkrasıyla
onlarla dalga geçiyorlar:.
“Muvaffak, bu mutfak, çok
ufak!” diye fısıldayan eşe, emlakçının sorduğu
“Bu faklı- fuklu dil hangi dil” sorusunu
yineliyorlar. (“Fak”, bilenin malumudur. Bizde mahkeme
tutanaklarına “sin-kaf” diye geçen ve +18 Amerikan
filmlerindeki “bip’lenen” küfür..)
***
İttifak, aslında devletler arasındadır.
Taraflara da “müttefik” deniyor. En acı ittifak örneğini
de bizim tarih kitapları verir: “1. Dünya Savaşı’nda
İttifak Devletleri yenildiği için biz de yenilmiş
sayıldık!”
Yani her ittifak kurtuluş değildir. Bazen
felaket de getirebiliyor!
***
Bizim “Stratejik müttefik”in
Afrin’de terörizme yardım ve yataklık yaptığı ortaya çıkınca, bizim
Başkomutan da, Amerikan Devleti’nin yerine Devlet
Bey’i ikame etti!
“İttifak” ateşten gömlek. Devletler
bile bu oyunda zorlanıyor. Tayyip Bey,
Külliyesi’ni külliyen kaybetme, Devlet Bey ise adının ağırlığı
altında ezilip daha yaygın bir isim olan “Muhtar”lık
tehlikesi altında.
Oysa kendisi doçenttir. (Hep sağlık ve afiyet
dilediğimiz Deniz Baykal da,
benzetmek gibi olmasın, doçenttir.) Devlet Bey’in 40 sene önce
yazdığı tezinin konusu “Türk Ekonomisinde Yapı
Değişikliği” imiş..
Tayyip Bey “Yardımcı Doç.” unvanını
kaldırtı. Bu biraz da Devlet Bey’e karşı bir stratejik hamleydi!
Belli ki onu “Türk Siyasetinde Yapı Değişikliği”
diye deneysel bir tez yazıp oynatmaya zorluyor. Devlet Bey de buna
dünden razı. İttifaktan yenik çıksa bile, 70’inden sonra
“Prof.” unvanına kavuşmuş olacak. Vin - vin
yani!.
***