Zürriyetsizlik kötü. Hürriyet de 2. plana atılamaz. Ama yarın
daha kötü olacaktır. Bu“felaket tellallığı” falan
değildir. “Bugünün kıymetini iyi
bilin!” anonsudur!
6-7 yıldan geçtik. Saraylı olmadan önceki hallerini bile arar
durumda değil miyiz?
“Yarın daha kötü olacak!” yargı değil en gerçekçi
yaklaşımdır... Ve artık böyle yaşamalıyız.
Buna sadece “özel” değil, “politik” hayat da
dahildir... Ertelemeden, uyuşukluktan vazcayılmalıdır! MHP’deki
başkaldırı son derece yerindedir. Darısı CHP- HDP’yedir.
***
De Gaulle, rivayete göre, “200 (yoksa
300 mü?) küsur peynir çeşidi olan bir ülkeyi
yönetmek kolay değildir!” der dururmuş!
Benzer bir anlayışı Tayyip Bey de
sezdirmeden sergileyip duruyor:
“Elbette, ABD’nin, Irak-İran gibi ‘Şer Ekseni’nde saydığı
Suriye ile 900 küsur km sınırı olan bir ülkeyi yönetmek de
kolay değildir!”
Orayı ya bize dahil edecektik ya da oraya biz dahil
olacaktık.
Bir hamleyle gidip cuma namazı kılmayı bile düşündük. Olmadı.
Sonunda ortasını bulduk.
Ülkenin değilse bile vatandaşlarının bir bölümünü ele geçirdik.
(Tam 7’de 1’ini. Allah bereket versin!)
3 milyon Suriyeli artık bizimdir!
***
Buna “Tarih tekerrür ediyor!” da
diyebiliriz, “Men dakka dukka!” da!
Yani “Eden bulur!”
Almanlar dünya kibarı değillerdir! Ekonomik çaresizlikten oraya
giden bizimkilere“misafir (gast)” demişlerdi.
Yan gelip yatmasınlar diye de eklemişlerdi:
“Misafir-işçi (Gastarbeiter)!”
***
Onlarca yıl geçti. Ne misafirlik bitti ne de işçilik.
Emekli olmaya başladılar. On binlercesi önce emekli, sonra da torun
torba sahibi...
Onlar da büyüyüp evlenmeye başladılar. Hastalanan, sakat kalan, suç
işleyip hapse girenler...