Özgür Mumcu’nun dün bıraktığı yerden devam: “İktidarın aktif desteğininhukuki ve siyasi faturası çıkartılmadan, kimse 15 Temmuz zihniyeti ile savaştığını iddia etmesin...”
***
Siyasi destek “Ne
istediler de
vermedik?” ise..
Hukuki destek
de “Ben bu davanın
(Ergenekon) savcısıyım”dır.
Elbette en can alıcı
destek “parasal”dı!
Beraber oldular. Beraber yol aldılar. Beraber
yoldular...
Sonrası malum?
Soygun filmlerinde kavga soyarken değil, hep paylaşılırken
çıkar.
Partinin en öndeki 3 adamından biriydi. Sadece Ankara’yı itiraf
etti:
“Parsel parsel satıldı!..”
Istanbul ise zaten sata sata bitsin diye yemin edilmiş
gibi.
Yine de biter korku veya soygun sürdürülebilir olsun diye epeydir
sahilleri doldurulup doldurulup ranta
açılıyor!
Sırada, asrın en çılgın soygun projesi, Kanalistanbul.. Yani:
- Trakya kıtasını kuzeyden güneye kazmak.
- Çıkarılacak milyarlarca metreküp hafriyat sayesinde milyarlar
vurmak.
- Metrekare üzerinden yapılan soygunu hesaplamak daha kolayca.
- Metreküp ile gerçekleştirilen soygunu ölçmek mümkün değil.
- Hafriyatın nakliyesi sayesinde seçilmiş müteahhitler, milletin
anasına mükerrer defa teveccüh
gösterecekler.
- Sıradaki yandaş müteahhit grupları avuç ovuşturup
duruyor.
- Kanalistanbul hafriyatı ile Marmara ve Karadeniz sahillerini
doldurmak ve ortaya çıkacak milyonlarca metrekare araziyi satışa
hazır hale getirmek.
- Millete de tek söz düşecek: Allah topunuzun belasını
versin!
***
FETÖ’ye sağlanan bir de imansız -
izansız “ilahi
destek” vardı:
“Gökten ne yağmış da yer
kabul etmemiş!?”tir.
Bu açıkça, Islamın “kul
hakkı” ile birlikte en affedilmez günah
saydığı “şirk” ve “Allah’a
ortak koşma” idi!
Kuranıkerim, herhangi bir şeye ve/
veya “herif-i naşerif”e ilahi güç izafe
etmeyi onlarca ayette lanetliyor.
Bu söz inanç tarihimizin en münasebetsiz
lafıydı.
CIA ile Mossad’ın hatta Vatikan’ın başmüstahdemi olduğu iyice
anlaşılan salya sümük bir vaizi arşı âlâya yükseltmek neden icap
etmişti?
Bu soru bir meydan konuşmasını hak etmiyor
mu?