Ahmet Tan Cumhuriyet Gazetesi

SUT, RTE, Hipek vs...

Devlet, “kanser olabilirler” diye sigarayı bırakmak isteyene her tür maddi manevi desteği veriyor. Ama hazır kanser olmuş vatandaşına, emekli veya sosyal güvencesi de olsa “tasarruf” gerekçesiyle sahip...

18 Kasım 2018 | 91 okunma

Devlet, “kanser olabilirler” diye sigarayı bırakmak isteyene her tür maddi manevi desteği veriyor.
Ama hazır kanser olmuş vatandaşına, emekli veya sosyal güvencesi de olsa “tasarruf” gerekçesiyle sahip çıkmıyor.
O tür tümörlerde mortalite (ölüm) oranı çok yüksek.” (İnanç ile bilim birbirine karışırsa, çelişki de abukluk da kaçınılmaz. Tasarruf yapacağız diye, “Allah’ın verdiği hayata” vade biçmek en büyük günah değil mi?)
SUT, Sağlık Uygulama Tebliği’nin kısa adı. Tedaviye yönelik ilaç ve ameliyat ödemelerini devlet bu tebliğe göre hastanelere yapıyor.
Her yıl yenilendiği için, bir yıl ödenen tedavi veya ilacın bir başka yıl ödemesi yapılmayabiliyor. “Devlette devamlılık vardır!” ilkesi rafa kaldırılıyor.
Bu çelişki veya adaletsizliğin “faturası” ise hastaya çıkıyor.

HHH

Özetle SUT her kamu veya özel sektör çalışanının başının derdi.
Bu defaki SUT’un bir ucu 8 yıl önceki bir yazıya, öteki ucu bu defa “Tek Adam” olduğu için değil, ama yine de Tayyip Bey’e dayanıyor.
Çünkü olayın kahramanı, Tayyip Bey’in ailece tanıdığı ve bendenizin de Vefa’dan çocukluk arkadaşım olan Kamil.
Kamil “Bana dokunmayan bin yaşasın!” diyenlerden değildir. Aksine, ömrü boyunca “Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma yönelen bir tehdittir!” inancıyla yaşamış, sayısı artsın diye dua ettiğimiz nadir yurtaşlardandır. Rastladığı her tür “sosyal arıza” için devlete, belediyelere ve hatta bakanlara dilekçe yazar, telefon eder durur. Bu yüzden bazen başı derde girer.

HHH

Nadir bir karakter olunca, maruz kalınan musibetler de ender oluyor.
Kamil’e tam 8 yıl önce Mezetolyama teşhisi konuldu. Bu kanser türünün dünyada görülme sıklığı 1 milyonda sadece 1-2 kişi olarak açıklanıyor.
Türkiye’de ise özelllikle Kapadokya ve bazı Anadolu kentlerinde beyaz topraktan yapılan evlerde yaşayanlarda görülüyor. Ülkemizde asbest ile karışmış toprağın (beyaz toprak) ev içlerinde kullanılması da hastalığa yol açıyor.
Ülkemizde ise bu oran 1 milyonda 500 kişiye kadar çıkabiliyor.
Ancak, Kamil’in asbest ile tanışıklığı hiç olmadı. Kendisi son 10 yılını Türkiye Başkonsolosluğu’nda ve THY bürosunda geçirmiş biri.

HHH

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Açılım deyip geçilmez! 17 Kasım 2024 | 60 Okunma 10 Kasım ve Kehf Suresi 10 Kasım 2024 | 2.091 Okunma Ey ruhumun ruhu... 03 Kasım 2024 | 93 Okunma Rastlantı 27 Ekim 2024 | 73 Okunma Tek şer 2 hayır 20 Ekim 2024 | 106 Okunma