“Torpil” toplumsal bir realite..
Hukukun, sosyal adaletin, fırsat eşitliği çarpıklığının bir
sonucu.
Barış diline aykırı kaçtığından olmalı, danışmanları politikacılara
“torpil” değil, “kimsesizlerin kimsesi olmayı” öğütlüyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanı’nda danışman zibil gibi.
Adına tweet atanlardan iftara çağrılacak “artist listesi”
hazırlayana dek sürü sepet danışman. Kavram ve slogan da
üretiyorlar. Mizansen önerenler de var elbette. Kucağında Suriyeli
bir çocuk ve boynu bükük ana babasının ortasında poz bile verdirmiş
ve şu tweet’i attırmışlardı:
“Kimsesizlerin kimsesi olmak bizim için şereftir!”
***
Vefa Lisesi orta 1’den arkadaşım Kamil kimsesiz falan değil.
Arkasında İskenderpaşa’dan tanıdığı Tayyip Bey’den Abdullah Gül’e
dek sayısız parti ricali var. Bir ara yazmıştık.
Ama hiçbiri Kamil’in ne uğradığı tedaviye bağlı mali mağduriyeti
önlemeye yetti, ne de oğluna yapılan adli yanlışı
düzelttirmeye...
Devlette makam yükseldikçe kimsesizlerin kimsesi olma iddiası
yetişkinlere verilen bir emzikten ibaret kalıyor.
Kamil ağır bir hastalığa yakalanmıştı Cerrahpaşa’da ve Çapa’da
ameliyata cesaret edilemedi. İzmir Dokuz Eylül Üniversite
Hastanesi’ne gitmesi tavsiye edildi.
Bu türden karmaşık ameliyatı yapabilecek cerrah oradaydı.
SSK emeklisi Kamil’e üst üste iki ameliyat yapıldı. Üstüne
kemoterapiler vs. Uygulanan tedaviyi ise SGK karşılamadı. Gerekçe
mi?
“Bu tür kanserde mortalite (ölüm) çok yüksek olduğundan o tedaviye
SUT’ta (Sağlıkta Uygulama Tebliği) izin verilmiyor!”
Tebliğ değiştirmeyen devlet altı ayda bir anayasa değiştiriyor.
“Belki kanser olabilir” diye sigara bırakma masraflarını
karşılıyor.
Ama hazır kanser olmuş hastaya karışmam diyor!